2 Haziran 2007 Cumartesi

Turk Sirketler vs. Yabanci Sirketler I

Gecenlerde favori blog sitem Ekonomi Turk'de Deniz Bey tarafindan kaleme alinmis "Neden Turk Sirketler Iyidir?" baslikli bir yazi vardi. Pek cok kisi de bu yaziya cesitli yorumlarda bulunmustu. Bugun aniden kafama dank etti. Bir de calisan acisindan bakmak lazim. Calisan gozuyle Turk Sirketler mi iyidir, yoksa yabanci sirketler mi?

Kendi deneyimlerimden yola cikarak, kesinlikle yabanci sirketler diyebilirim. Bugune kadar 3 kez Turk sirketlerinde calistim. Tercumesi 3 kez patron sirketinde calistim. Bir tanesi oldukca kurumsal sayilabilecek bir yerdi ama yine orada da yabanci sirketlerde asla gormedigim uygulamalar oldugunu gordum.

Mukayeseyi tek bir yaziya sigdirabilecegimi sanmiyorum. Baslangic yapayim:
1. Calisan Haklari: Yabanci sirketler'de calisma saatleri, izin haklari, calisma ortami gibi kosullara dikkat edilir. Patronlar ise calisanlara ucret verdiklerini ve dolayisiyle tum zamanlarinin tek hakimi olduklarini dusunebilirler. Kanunun izin verdiginden fazla calistirma, izin hakki gaspi gibi durumlari Turk sirketlerde coklukla gorebilirsiniz. Ustelik senenin sonunda biriken izinler nedeniyle daha sonra eger isci sirketten ayrilacak olursa, bunu odememek icin iscilere izin haklarini kullandiklarina dair belge imzalatanlara da rastlanmaktadir ve sayilari hic de az degildir.
2. Verimlilik ve Performans: Yabanci sirketlerde ekseriyetle modern yonetim bilimi esaslari uygulanmaktadir. Verimliligi olculebilir hale getirmek icin iyiniyetle calismis ve yontemler gelistirilmistir. Calisanlarin ucret duzenlemelerini verimlilige ve yine olculeilen hale getirilmis performansa dayandirarak, adalet hissi kuvvetlendirilmektedir. Kurallar belirlidir ve esnetilmeye ugrasilmaz.

Bu yaziya daha sonra devam edecegim. Tabii bazi yabanci sirketlerin yonetiminde yerli kafalarin oldugunu unutmamak lazim. Zaman zaman Genel Mudurlerin patron gibi davrandigi yabanci sirketlere rastlamak da olasi.

1 Haziran 2007 Cuma

TGIF!

Gerci yarin birkac saatligine de olsa ise ugramam lazim ama yine de yasasin Cuma! Hatta biraz sonra erken kacip, Karayip Korsanlarini seyretmeye gidecegim. Neden mi erken seansa gidiyorum? Cunku, zamaninda eve donup, takip ettigim tek yerli dizi olan "Hatirla Sevgili"yi seyredecegim de ondan.

Dizi gayet basarili. Konu da benim cocuklukla, genclik arasi yillarima tekabul ettiginden, cok ilgimi cekiyor. Bu arada donemin ev doseme tarzi, arabalari, kilik kiyafet gibi konularinda cok basarililar. Sac, makyaj gibi ayrintilar da fevkalade. Gercekten beni ilk gencligime goturuyor. Bazi romantik anlari ic bayacak kadar uzatsalar da toplamda begendigim bir dizi oldu bu. Biraz da kisiler arasi konusmalar yavan geliyor. Daha dogal diyaloglar olabilirdi. Guclu oyuncu kadrosu sayesinde bu tarz ayrintilar cok dikkat cekmiyor. Ondan once de Kursun Yarasi ve Kirik Kanatlar'i izlemistim. Onun disindaki yerli dizileri izlemiyorum. Arada bir Arka Sokaklar'a bakiyorum. O da gayet basarili galiba. Temelde polisiye dizileri sevdigim icin Digiturk benim acimdan bayram yeri gibi. Butun CSI versiyonlarini, Bones dizisini, c-NBCe'de Cold Case'i her zaman izlemeye calisiyorum. Amerikalilar bu konuda cok basarili. Law and Order'a da bayiliyordum ama sanirim iki sezon arasindayiz.

Aksamlari kucakta laptop, TV karsisinda biraz fazla hareketsiz kaliyorum. Bunu asmam lazim.

31 Mayıs 2007 Perşembe

BASIMI ALIP GIDESIM VAR... YINE...

Arada bir bana gelirler. Herseyden bikarim. Herseye homurdanirim ve alip basimi kacmak isterim. Nereye kacacaksam? Gectigimiz yillarda "tek yon Nepal bileti alacagim" derdim, bu aralarsa "Alaska'ya mi yerlessem" diye dusunuyorum. Hatta "Mars'ta koloni kuruldu, burada yasayacak denek lazim" deseler, "tamam ne zaman gidiyoruz" filan diyecegim.

Bu ruhsal durumun sebebi yaklasan 40. dogumgunum mudur? Yoksa hayatimla ilgili hissettigim tatminsizlik midir? Uzaktan bakan icin enfes bir hayatim olmali. Sonucta coluk yok, cocuk yok yani tercumesi sorun yok, sorumluluk yok. Ucreti, unvani, arabasi iyi bir isim var. Maddi problemim yok. Oturdugum ev benim. Sagligim fena sayilmaz. Ufak tefek arizalar var tabii ama genetik mirasimi red edemem ya. Boyle bakinca kendimi iyi hissetmemek icin essek olmam lazim degil mi?

Benim problemim, rutinlerden hoslanmamak. Hayat ne zaman rutine binerse bana geliyorlar. Yok yok, ben en iyisi gidip kendimi tekmeleyeyim ve sahip olduklarim icin sukredeyim. Bu moddan cikmam lazim. Bana yeni bir ben lazim...

30 Mayıs 2007 Çarşamba

LAPTOPA 1000 YTL KACMIS

Istedigin kadar tasarruf etmeye cabala, dikkatle butce yap, yok, olmuyor iste... Ani ve beklenmedik harcamalar olusuyor.

Evde kullandigim bir dizustu bilgisayarim var. Sirketimin de bana verdigi bir dizustum var ama zaten isten gec cikiyorum, is bilgisayarini eve suruklemek gerekmez diye dusunuyorum. Ote yandan ben merakli bir vatandasim, Internet'e bayiliyorum. Evde elimin altinda "haydi bir su konu neymis, bakayim" dedigim anda bilgisayar olmali. O nedenle "ana kart arizasi dediler, yaklasik bin kagidimi yediler" diye bir uzun hava soylemekteyim...

Kardesim yaklasik bu fiyata yeni bir makine almami onerdi ama sanirim o fiyata alacagim makine ile ana karti ariza yapmis olsa da eski makinem mukayese kabul etmez.

Neyse, evdeki bilgisayarin bana maliyeti 0 YTL oldugundan, cok da dert etmeyecegim.

Su her Turk Vatandasina ve her Ev Kadini'na 500 YTL verecek politikaci kimdi, onu bir hatirlasam, 22 Temmuz'da oyumu ona verecegim. Isi birakamam ama vatandaslik nedeniyle iki ay ustuste 500 YTL'yi kaptim mi gel keyfim gel...

29 Mayıs 2007 Salı

Ofke Yonetimi

Fitili kisa biri oldugumu kabul ediyorum ama son yillarda ofkemi kontrol etmek konusunda buyuk ilerleme kaydettim. Cok kizmama ragmen dun sirketin patronunun kafasina birsey atip, istifa etmemeyi basardim. Aslinda adam kotu birsey soylemedi ama yapilan isi begenmedigini ifade edis sekli benim icin kabul edilebilir bir tarzda degildi. Yani ben kendimi o sekilde ifade etmem. Dolayisiyle, edeni de yadirgiyorum fakat, insanin bazen daha ulvi bir amac icin biraz cenesini tutmasi gerekebilir. Tek problem, bircok insan icin bundan kat be kat fazlasi bile normalken, benim uykularim kaciyor ve kisiligimden odun verdim mi acaba diye icim icimi yiyor.

Sabah hala kizgin kalktim. Kendimi butun gun surat asmaya karar verirken buldum. Ne berbat bir durum ya!

Neyse, aslinda en iyi intikam o isin olacagini, gayet de rahat yuruyecegini kanitlayip, vatandasin suratina carpmak. Buna odaklanmam gerekiyor. Yine de seytan diyor ki...

28 Mayıs 2007 Pazartesi

Pratik Yemek Yapabiliyorsan Bekarlik Sultanliktir

Arkadas cevrem yemek yapma konusunda oldukca eli cabuk ve pratik oldugumu soyleyip, zaman zaman yemek tariflerimi kendileriyle paylasmami ister.

Ne var ki genellikle, elimin altinda ne varsa onlari kullandigim icin ve karisimlari damak zevkime gore ayarladigim icin olculeriyle birlikte yemek tarifleri vermek benim icin oldukca zor. Yine de bazi basit tarifleri burada yayinlamaya baslayacagim.

Kabaktan sebze olarak cok hoslanmasam da tahammul edebildigim bir yemegini yapiyorum, ise onunla baslayayim dedim:)

1 Kisilik Kabak Kavurma

1 adet ufak sogan
2 adet orta boy kabak
1 yemek kasigi kadar Z.Yagi
1 yumurta
Tuz, Biber

Kabaklari rendeledikten sonra biraz tuzlayip, bir suzgece koyuyoruz ve ovarak suyunun bir kismini atmaya calisiyoruz. Biraz zaman kaybetmeyi goze alirsaniz, suyunu cikartma isleminden vazgecer, yemeginizin daha uzun surede pismesine katlanabilirsiniz. Yanmaz bir tavaya zeytinyagini, kup seklinde dogranmis sogani koyup, hafifce kavuruyor, uzerine rendelenmis kabaklari ilave ediyoruz ve hepsinin birlikte suyunu cekerek pismesini sagliyoruz. Sonunda bir adet yumurtayi kirip, karistiriyoruz, 1-2 dk. daha pisirip, bir tabaga alarak, sogumasini bekliyoruz. Tek basina ya da yogurtla yenebilir. Isterseniz icine domates dograyabilir ya da salca da koyabilirsiniz size kalmis.

Emeklilik, bir ruya mi?

Insan 40 yasina geldigi zaman bazi seyler dank ediyor. Biraz da gec oluyor. Acaba emekli oldugum zaman yeterli gelirim olacak mi? Uzun yasarsam, mevcut Sosyal Guvenlik Sistemi beni destekleyebilecek mi? Bakiyorum, Amerikalilar bu isler icin erken yaslardan itibaren kafa yormaya, sozgelimi 65 yas civari emekli olabilmek icin kac para biriktireceklerini hesaplamaya falan merakli. Bu tur konular uzerine bir suru blog sitesi var.

Mevcut hayat tarzimi emeklilikte surdurmemin imkansiz oldugunu biliyorum. Oturdugum ev bana ait. 2 yil sonra 10 yili dolacak bir Hayat Sigortam var. Burada biriken toplu parayi alayim mi, yoksa 5 yil daha uzatayim mi kararini 2 yil sonra vermem gerekecek. Bireysel Emeklilik planlari Turkiye icin cok yeni ve benim yas grubum icin biraz da gecikmis sistemler. Yine de 2004 yilinda Bireysel Emeklilik sistemine girdim ve makul miktarda para yatiriyorum ancak yine de 56 yasima geldigimde burada tahminen birikecek olan para devede kulak mertebesinde. SGK'dan da herhalde bugunun parasiyla 1000 YTL gelirim olacak. Mevcut banka faizleri ikinci bir ev sahibi daha olup, kira getirisi elde etmeyi cazip olmaktan cikartmis vaziyette. %18'in ustunde faiz alabilirken, gayrimenkule yatirim yapmak cok da anlamli degil.

Neyse uzun lafin kisasi, ben bu islere kafa yormaya basladim ve birkac yildir bilincli sekilde para da biriktiriyorum. Bunlarla ilgili daha detayli bir yazi yazacagim.