30 Kasım 2007 Cuma

Kredi Kartimdan sevgilerle....

Muhtemelen olabiecek en kotu kredi karti musterilerinden biriyim. Uc tane kredi kartim var. Birini hic kullanmiyorum. Seyahatte falan diger ikisine bir hal olursa diye yedekte tutuyorum. Belki gereksiz ve iki tane de yeter ama nedense bu ucuncuyu iade etmedim bir turlu. Diger iki kredi kartimi ise promosyonlara gore dikkat ederek kullaniyorum. 20 YTL'nin altindaki herseyi kartla aliyorum ve de ayin sonunda hepsini oduyorum. Tabii bu alimlari da butceme gore yapiyorum ve kart bilgilerimi her gun kontrol ediyorum. Dolayisiyle tum promosyonlardan yararlanan ama bankaya hic faiz kaptirmayan kotu bir musteriyim.

Kartlarimdan birinde biriken puanlari hic harcamayip, yurtdisi seyahatlerimde ucak bileti almak icin kullaniyorum. Son bes NY seyahatimde ucak biletine para vermedigimi gururla soyleyebilirim. Diger kartta biriken puanlari da dogrudan ayni bankanin Bireysel Emeklilik Sistemine aktariyorum. Yani kendisini alisverisle odullendirenlerden degilim.

Gecen hafta cep telefonuma soyle bir mesaj geldi: Sn. T'Pol 31 Aralik'a kadar XXXX YTL tutarinda harcama yapin, XX YTL tutarinda puan kazanin. Yok ya? Niye puan kazanmak icin alisveris yapayim ki? Alisveris yaptigimda puan kazanmayi seviyorum, tamam ama bu ikisi birbirinden farkli seyler. Bu SMS olayina ayrica gicik kapiyorum, o konuda da bir yazi var sirada...

29 Kasım 2007 Perşembe

Tutumluluk Üzerine Söylenebileceklerin Bir Özeti

Takip ettigim bloglardan "Simple Dollar" tutumluluk konusunu mükemmel bir şekilde özetlemiş.

Kesinlikle çok başarılı bir yazı, hararetle tavsiye ediyorum.

-----------------------------------------------------------------

Simple Dollar summarizes the frugality concept in an excellent manner.

It is a very successful article, I recommend it by heart.

28 Kasım 2007 Çarşamba

Idiotlarla calismanin alternatifi nedir?

Bilgisayarlar, Internet, çeşit çeşit yazılımlar, telefon, cep telefonu vs. vs. vs. Bunlar hayatımızı kolaylaştırmak için değil mi? En azından benim hayatımı kolaylaştırıyorlar, hızlandırıyorlar ve de verimli kılıyorlar.

Fakat heyhat bazı tipler var ki, mümkünse 17. yüzyılda filan bir zamanlarda doğsalarmış da bize acı çektirmeselermiş. Bazı insanlar öylesine teknoloji özürlü ve korkak ki, inanılır gibi değil. İşin kötü tarafı bunların önemli bir kısmının çalıştığım şirkette çalışıyor olmaları ve de benim ve ekibimin bu adamlara işlerini yaparken ERP yazılımı kullanmayı, bunu adam gibi kullanmayı öğretmek zorunda olmamız. Adama kolaylık olsun diye en basit ekranı yapıyoruz, zaten doldurulacak iki alan var o da sular seller gibi kolayca yapabileceği bir iş ve fakat yapılabilecek tüm hata kombinasyonlarını yapıyor. Beceriksizliği ortaya çıkınca ona buna saldırıp, kendi yöneticisini milletin üstüne salmaya kalkıyor.

Birkaç alternatifim var: 1. Kendime 99'luk bir tespih alıp, her gün ya sabir çekeceğim.
2. Millet saçmaladığı zaman Cüneyt Arkın vurgusuyla "Nyihaaaaaaaa!" diyerek uçan tekme ve bilumum karate hareketleriyle girişeceğim.
3. "Yangın vaaaaar!" deyip kaçacağım.

Ya daaaaa, idiotlarla çalışacağıma NASA'ya iş başvurusunda bulunsam diyorum. Böylece idiot ben olur, mutlu bir hayat sürerim, NASA'dakiler de kafayı yer? Iyi fikir bence... Bir bakalim, www.nasa.... neydi?

27 Kasım 2007 Salı

Ticari hale getirilmis, somurulmekte olan ozel gunler, tatiller...(1)

Dogumgunlerinde, bayramlarda, yilbaslarinda aile bireylerinin biraraya gelmesi, hosca vakit gecirmesi ne kadar guzelse, bu ozel zamanlarin sinsi tuccarlar sayesinde birer para harcama cilginligi haline getirilmesi de o kadar fena...

Aldigim hediyenin maddi degeri mi karsimdakini ne kadar onemsedigimi gosteriyor yani? Daha neler!

Eskiden bu kadar alisveris tutkusu yoktu, zaten alacak cok fazla sey de yoktu, muhtemelen para da yoktu. Bayramdan evvel yeni bir ayakkabi ve yeni bir kiyafet alinmasi genellikle, sokakta her gun giydigimiz ayakkabinin iskartaya cikartilmasi, bir onceki bayramda alinanin gundeye vurulmasi, yeni alinanin da yenisi gelene kadar korunmasi demekti.

Oysa Amerikalilar sayesinde ve de bizi "Kucuk Amerika" yapma heveslisi politikacilar sayesinde biz de tuketen, bundan 30 yil evvel oldugunu bile bilmedigimiz gunler kutlayan bir topluma donustuk. Ben cocukken Anneler Gunu ve Babalar Gunu vardi ama mesela Sevgililer Gunu yoktu.20'li yaslarimda Amerika'ya ilk gittigimde boyle bir gun oldugunu ogrenmistim, donuste bir de baktim ki, bizim memlekette de kutlaniyor.

Sevdiklerime surpriz yapmayi, hediye almayi severim. Bunun icin kafa da yorarim, aldigim hediyenin hem beni ifade etmesi, hem de hediyeyi alacagim kisi icin cok anlamli olmasi benim icin onemlidir. Fakat, birilerine hediye almaya kendimi mecbur hissetmek kadar kotusu olamaz. Takip ettigim yabanci blog sitelerinde yaklasan Noel ile ilgili bircok farkli gorus izliyorum. Kimi cok dar butcesiyle ne hediye alacagini veya yapacagini kara kara dusunuyor, kimisi cok genis ailesine hediye almanin guclugunden bahsediyor, kimisi de hediye bekleyenlerin taleplerinin pahaliligindan dem vuruyor.

Bir yilbasini Amerikali bir arkadasim ve ailesiyle gecirmistim. Buyukler birbirlerine birkac hediye almislardi ama hepsi de zaten ihtiyac olan seylerdi. Oysa cocuklar icin cilginca para harcamislardi. Biri 4, digeri 8 yasinda iki kucuk cocuk icin irili ufakli adam basi 25 hediye falan vardi ve ufakliklar, cam agacinin altindaki hediyelere adeta saldirip, paketleri vahsice parcalamislardi. Paketini actiklari hediyeye alici gozuyle bakmadan, bir sonraki paketi parcalamaya basliyorlardi ve manzara hayli tuhafti.

Yilbaslarinda ailem de bana ve kardesime hediye alirdi. Babam cam susletmezdi ama eve susler ve balonlar asardik. Bazen buyuk bir hediye, bazen de ufak birkac hediye verirlerdi. O hediyeler bizim icin cok kiymetli olurdu ve cogu uyumaya giderken yatagimizin basucuna konurdu ki, sabah gozumuzu acar acmaz yine hediyelerimize bakip, sevinelim.

Amerika'da Sukran gunu bizdeki bayramlar gibi genellikle ailelerin biraraya gelip, guzel bir yemek yemesi icin vesile oluyor ve temel amaci da sukretmek gereken seyleri hatirlamak. Ancak bu guzel gunun hemen ertesi gun "Black Friday" diye bilinen ve Noel alisverisi cilginligini baslatan bir gun. Buyuk magazalar o gun icin ozel fiyat uygulayacaklari kisitli sayida mali, o gune ozel fiyatlari onceden buyuk kampanyalarla duyuruyorlar ve insanlar Sukran Gunu yemek sofrasindan kalktiktan sonra gecenin bir yarisi magazalarin onlerine gidip siraya giriyorlar. Buz gibi sogukta cadir kuranlar, uyku tulumuna girip bekleyenler, ne ararsaniz var. Bizde cok sukur henuz is buralara varmadi demeyi istiyorum ama birkac hafta evvel Umraniye'de acilan bir yabanci zincirin acilisini TV'de izledim ve dehsete dustum. Insanlar birbirlerini ezmeye ve bazi seyleri parcalamaya aldirmiyor gibi gorunuyorlardi. Zaten ilk gunku ziyanin faturasi da anlasilan bayagi buyuk olmus magaza icin.

Ne zaman bu hale geldik? Ya da medeniyetin gelismesi sadece teknolojik anlamda oluyor da insanoglu aslinda bir arpa boyu yol almiyor mu yani?

25 Kasım 2007 Pazar

Alternatif Yatirim: 3 (Return on Investment)

Evet yukaridaki ticker'dan da gorebileceginiz uzere 5 kg. vermis bulunuyorum. Su ana kadar odedigim para ise 255 YTL yani, kg basina 51 YTL. Kobe bifteginden ucuz:)

Yukaridaki ticker'a bakinca hedefime yakinmisim gibi gorunmeme aldanmayin. O ilk kisa vadeli hedef. Son 3 yilda oldugum en dusuk kilo hedefi. Kilo verme maceram oldukca uzun surecek zira hem vermem gereken kilo oldukca fazla hem de bu isi kitabina uygun ve cok yavas yapmam gerekli.

Yukarida goreceginiz diger ticker da benim tasarruf hedeflerimle ilgili. Her ayin son gunu bir Net Worth hesaplamasi yapiyorum, bu ticker'i da ayda bir guncelleyecegim.

Geri geldim ben...

Uzun bir aradan sonra geri dondum, blogumu ozlemisim. Les Chemins de la Liberte Ozge Hanim beni mimlemis, haberim yokmus. Kendimi en iyi anlatan dortlugu yazmami ve de baskalarini mimlememi istemis. Dortluk nispeten kolay da baskalarina takilmayayim diyorum. Bu blog tamamen anonim ve hicbir yakinim ya da arkadasim bu blogu bilmez.

Sadede yani dortluk konusuna gelelim dedim ama beni anlatan sey biraz daha uzun:)
Hoy Lu-Lu / Orhan Veli

İsterim benim de acaip isimleri
Hiç duyulmamış zenci arkadaşlarım olsun.
Onlarla Madagaskar limanlarından
Çin'e kadar yolculuk yapmak isterim.
İsterim içlerinden bir tanesi
Vapurun güvertesinde yıldızlara karşı
"Hoy Lu-Lu" şarkısını söylesin her hece.

Ve bir gün ansızın bir tanesine
Rastgelmek isterim
Paris'te...