20 Şubat 2009 Cuma

Konu tutumluluk olunca bazen insanları kızdırıyorum...

Bir süredir tutumlu yaşamak ve tasarruf yapmak konusunda hem yazılar yazıyorum, hem de yeri geldikçe bu konulardaki fikirlerimi açıklıyorum.

Fark ettim ki, etrafımdaki genç insanlar bir şekilde beni dinlemeye ve hak vermeye daha eğilimliler. Hatta bütçesini getirip gösteren, Bireysel Emeklilik Poliçesi satın alan, alırken de bana danışan ya da benim okuduğum kaynakları soran genç arkadaşlarım var. Bu konularda asla uzman değilim ama takip ettiğim yayınları, blogları paylaşmaktan büyük zevk alıyorum ve insanların genç yaşta bu konulara eğilmelerini çok takdir ediyorum. Keşke ben de onlar kadar gençken bu konulara önem verseydim ama önemli olan zararın neresinden olursa dönmek değil mi?

Buna mukabil biraz daha yaşını başını almış kesim, alınganlık yapıyor. Genellikle kazancın para tasarruf etmeye yetmediğinden bahsedip, savunmaya geçiyorlar. Kazandıklarına uygun harcama ve tasarruf yapmaları gerektiğini düşünmüyor, yaşamaktan hoşlandıkları hayatı karşılamaya yetmeyen ücretlerinden şikayetçi oluyorlar.

Asgari ücretle 4 kişilik ev geçindiren bir kişinin para biriktiremeyeceğini ben de biliyorum. Herkes para biriktirebilir derken bundan bahsetmiyorum. Geçenlerde birkaç kez aynı konuyu açıp da kızdırdığımı fark ettiğim bir dostumdan örnek vereyim: Birkaç ay evvel artık canına tak ettiğini, yepyeni gıcır gıcır bir araba almaya özlem duyduğunu, bunca yıl çalışıp çabalamış biri olarak bunu hak ettiğini söylemişti. Esasında benim gözlemlediğim bazı savurganlıkları yapmasa, mütevazi ve güzel bir arabaya sahip olması zor birşey değil. Eğer bu araca sahip olmak onun için önemliyse başka bazı alışkanlıklarını gözden geçirip, oralardan kıstıklarını bir otomobil fonunda biriktirebilir. Çalıştığı yere taksi ile değil, şirket servisi ile gidebilir, hemen hemen her öğlen alışveriş merkezlerine gitmekten vazgeçebilir, gayet zengin gardrobuna ve takı koleksiyonuna tek bir şey almadan en az iki yıl idare edebilir. Eminim benim gözlemlemediğim bir sürü başka gerekli olmayan masrafı vardır. Tabii ki bu kişinin harcamalarına "gereksiz"" damgası vurmak ya da onu yargılamak değil niyetim. Sadece eğer bir otomobil sahibi olmak gerçekten önemli bir konuysa, bunu yapabilmenin elinde olduğuna dikkat çekmek istiyorum.

Son günlerde bir yerde okudum ama nerede olduğunu hatırlamıyorum. İnsanlar bundan 50 yil evvel "vatandaş" olarak tanımlanırken her nasılsa bugün "tüketici" diye tanımlanıyorlar. Doğru valla!