6 Şubat 2010 Cumartesi

Kadın Şoförler!

Otomobil kullanmayı 16 yaşımda öğrenmeye başladım. Rahmetli babam çok evhamlı bir tip olduğundan, içine sinene, şoförlüğüme güvenene kadar bana ehliyet aldırtmadı. Ehliyeti aldığımdan beri de neredeyse kesintisiz otomobil kullandım. Ya şirket aracı, ya kendi aracım, manuel ya da otomatik onlarca araç kullanma fırsatım oldu. Özellikle yurt dışında yaşadığım dönemde çeşit çeşit araç...

Kendi hatam olan bir kazam olmadı bugüne kadar çok şükür. MaşaAllah diyor, tahtaya da vuruyorum.

Bugün kalabalık bir kavşakta, arka tamponuma hafifçe vurulmasıyla irkilip, otomobilimi durdurdum. Arkadan dokunan hanım sinirli bir şekilde aracından indi ama sonra benim kendi sikletinden hayli yukarıda olduğumu görünce tavrını değiştirdi. Hem arkadan vurdu, hem de bana "Böyle kalabalık kavşaklarda arkanıza dikkat etmeniz lazım!" dedi mi, dedi. Pes diyorum. "Siz herhalde arkaya bakmaktan önünüzü göremiyorsunuz, nerede görülmüş araç kullanırken arkayı kollamak" dedim. Salak kadın ya!

Kadınların birçoğu şu araba kullanma işini adam gibi öğrenmeyerek, erkeklerin diline sakız oluyorlar. Otomobil kullanacaksan kadın da olsan, erkek de önce kuralları bileceksin, geçiş haklarını çiğnemeyeceksin, otomobilin yağını, suyunu kontrol etmeyi, lastik değiştirmeyi, cam suyu ilave etmeyi becereceksin, aracının önü nerede başlar, arkası nerede biter hissedeceksin, işte o kadar! Bu kadarını beceremeyeceksen, otomobil kullanmayacaksın!

5 Şubat 2010 Cuma

D&R'da küçük bir çocuk

Bugün D&R'da kitaplara bakarken, yaklaşık 8-9 yaşlarında küçük bir çocuk ve annesi de bir kutuda set halinde satılan bir çeşit oyuncağa bakıyorlardı. Ne çocuğa, ne de annesine dikkat ettim ama kulağıma şu sözler çalınınca çok hoşuma gitti: "Anne bence bunu değil öteki kutulu olanı alalım, öylesi daha tasarruflu oluyor".

Küçük bir çocuğun ağzından tasarruf kelimesini duymak çok güzeldi. İçimden "işte adam olacak çocuk!" dedim:)

3 Şubat 2010 Çarşamba

Sabah Gazetesinden Öneri!!!

Sabah Gazetesi'nde 12 Adımda Ekonomi Yapın başlıklı yazıya rastladım.

Bir haberi alıp tercüme etmişler ve yayınlamışlar. Çok merak ediyorum hesabımıza 500 TL'dan fazla para koyarak havale masrafı gibi bankacılık ücretlerini oradan nasıl karşılayacakmışız? Zaten bununla ne kastedildiği tam olarak anlaşılamıyor. İşlemlerden alınan ücretler kastediliyorsa bununla ilgili olarak her banka farklı uygulama yapıyor.

Sepet konusunu hiç anlamadım ne faydası var. Bizde ücretler çalışanlara aylık, emeklilere ise 3 aylık ödeniyor. Sözkonusu sepet önerisi haftalık ya da iki haftalık ücret alan Amerikalılara yönelik sanırım.

Çok sığ ve yüzeysel bir yazıyı resimlerle süsleyip koyuvermişler. Ben de başlığı görünce heyecanlanmıştım.

Bütçe vs. konusunda uzun uzun bir sürü yazı yazdım burada ve Ekonomi Türk'te ama tabii ne kadar okunduğumuz ortada. Bazen yazdığıma değiyor mu diye düşünmeye başladım. Bir süredir yazmak da gelmiyor içimden. Blog ömrünü tamamlıyor mudur nedir?