31 Aralık 2011 Cumartesi

MUTLU YILLAR!

Bugün garip başladı. Bir cenazeye katıldım. İş arkadaşımızın yaşlı annesi. Allah rahmet eylesin.

Şimdi aile muhabbetindeyiz. Çok şükür herkesin keyfi yerinde. Hayat garip...

2012'nin 2011'i aratmaması ve çok daha iyi bir yıl olmasını umut ediyorum. Sağlık, başarı, bolluk, bereket ve benim için bir de İstanbul olsun.

Herkese MUTLU YILLAR!

29 Aralık 2011 Perşembe

Keyif olmayınca yazı da olmuyor

Bir süredir yine yazmıyorum. Yazamıyorum demek daha doğru galiba. Çok şükür hayatın sağlık, aile ve arkadaşlar bölümleri iyi durumda ama işimle ilgili olarak ciddi sorun yaşıyorum.

İçimdeki çatışan seslerden biri "Bas istifayı, dön İstanbul'a diyor", diğeri "dur sakin ol. Elbette İstanbul'a dönersin ama şu Haziran ayını bekle, emeklilik hakkını al öyle git" diyor. Bir üçüncü ses de "Haziran bile erken. Maddi açıdan kafanın dinç olması için en az bir hatta bir buçuk yıl daha kır kı..nı otur yerinde" diyor.O esnada dördüncü ses "En fazla ne olabilir ki, Ankara'da aldığın evi satarsın olur biter, ucunda ölüm yok ya" diye karışıyor diğerlerine. İnsanın kafasında bu kadar çok ses olur mu demeyin, valla var.

İnsanın sabah kalkıp işe giderken ayaklarının geri geri gitmesi, her gün "aman şu günü de atlatayım hele bir" demesi son derece can sıkıcı bir durum. Maalesef 2006'dan beri iş hayatım beni tatmin etmiyor. Şu son yılda da iyiye gitmesi gereken her şey kötüye gidiyor. Bunun kaynağı esasında 1-2 kişi. Normalde insanlar belli bir yaşa gelmişlerse sorunlarını oturup, konuşup medeni bir şekilde çözebilmeliler. Bu olmuyorsa üst yöneticinin bir şeyler yapması gerekir. Ve fakat bizimki bunu yapmıyor.

Her toplantı mı birbirini suçlamakla, birilerin saldırıya, diğerinin savunmaya geçmesiyle geçip, sonuçsuz biter? Avuç içi kadar şirkette dönenler saray entrikalarını aratmıyor.

Bugüne kadar defalarca fevri davranıp, sonra da ceremesini çektiğim için bu kez daha temkinli olmaya niyetliydim ama bakalım sabrın sonu nerede?