3 Aralık 2013 Salı

Tasarruf Sebebi 2: Büyük harcamalar

Bu sene banyo tadilatı yaptım. Bu evi aldığım zamanda bile gerekli olan bir şeydi ama kısmet bu seneyeymiş. 3 teklif alıp, bir bütçe çıkarmama rağmen beklenmedik durumlar oldu, bu işe kalkışmışken birkaç şey daha yapmak gerekti vs. ve ben düşündüğümden biraz fazla para harcadım. Eğer bu parayı önceden biriktirip, kenara koymasaydım ve nasılsa öderim diye düşünseydim belki de kredi kartı ya da Tüketici Kredisi Borcu yapmam gerekebilirdi.

5 yıllık planlarımın içinde mutfak dahil biraz daha büyük bir tadilat, uzun ve pahalı bir tatil ve otomobilimi yenilemek var.

2014'te kira geliri getiren evim için aldığım borç bitiyor. Esasında 4,150 TL gibi bir rakam kaldı ve Mayıs 2014'te bu ödemeler sona erecek. O tarihten itibaren yukarıda saydığım işler için fonlar oluşturmaya başlayacağım. İşler umduğum gibi giderse tatili 2014 sonunda, tadilatı 2016'da, otomobil yenileme işini de 2018'de yapmayı istiyorum. Borca girmek niyetinde değilim. Bu yüzden özellikle tadilat işinde beklenmedik konular çıkabildiğini öğrendiğim için bunun bütçesini %20 fazla hesaplayıp, gereken meblağı buna göre biriktireceğim.

Tadilat işini kredi çekip bu yıl da yapamaz mıydım? Yapardım, hem de şimdi güzel bir girişi olan, pırıl ırıl mutfaklı ve kapıları yenilenmiş bir evde oturuyor olurdum. Ama, ödemem gereken taksitler uykumu kaçırırdı.

Borç yiğidin kamçısı olabilir ama ben mazoşist değilim...

2 Aralık 2013 Pazartesi

Tasarruf Sebebi 1: Acil Durumlar

Benim bütçemde en önemli yeri Acil Durum Fonum alır. Bu fon için sihirli bir rakam yok. Bir öğrenci için kenarda dokunması gerekmeyen 200 TL Acil Durum Fonu olabileceği gibi, bir kişinin 1 yıllık geçinme parası da ADF olabilir.

Bu tamamen maddi durumunuza ve kendi risk algınıza bağlı bir şey. Ben bir yıllık geçinme parasını tercih edenlerdendim ancak şimdi sürekli pasif gelirim olduğu için bunu bir miktar azalttım.

Bu paraya bir sağlık sorunu, güvenlik problemi ve acilen düzeltilmesi gereken bir konu olmadıkça el sürmem. Yani, yeni bir TV ya da cep telefonu almak, otomobilimi yenilemek, seyahate çıkmak acil durum değildir ve bu fon bu gibi işler için kullanılamaz.

Ben herkesin acil durumlar için kenarda parası olması gerektiğine inanıyorum zira, aksi takdirde acil gereksinimler için yapmak zorunda kalacağınız tutarlar belki de faiz içeren borçlara girmenize neden olabilir.

Gece rahat uymak isteyen herkes hemen azar azar gücünün yettiği kadar para ayırarak, ADF'nunu oluşturmalıdır.

Bu paranın kolay erişilebilir olması da önemli. Dolayısıyla, ADP belki vadeli bir hesapta tutulabilir ama Hisse Senedi, Altın gibi iniş-çıkışı yüksek enstrümanlarda tutulmamalı. Sonuçta faizler zaten çok yüksek seyretmediği için vadeli hesap bozmanın kaybı çok yüksek olmayacaktır. Ben ADF'numu iki ayrı vadeli hesapta tutuyorum. Böylece eğer acilen bu paraya erişmem gerekirse, zorunlu olmadıkça iki fazi gelirinden birden olmayacağımı düşünüyorum.

Küçük bir meblağı da evde gizli bir köşede tutuyorum.

1 Aralık 2013 Pazar

Tasarrufu teşvik etmek için...

Son günlerin en popüler konularından biri hiç kuşkusuz kredi kartları ve tüketici kredileri ile ilgili olarak BDDK tarafından yapılması planlanan düzenleme. BDDK bunun gerekçesini şöyle açıklamış: (Doğrudan kendi web sitelerinden alıntıdır).

" BANKALARIN KREDİ İŞLEMLERİNE İLİŞKİN YÖNETMELİKTE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK GENEL GEREKÇE  
 Bakanlar Kurulunun 25/10/2013 tarihli ve 28802 sayılı Resmi Gazete’de Yayımlanan 7/10/2013 tarihli ve 2013/5502 sayılı “2014 Yılı Programının Uygulanması, Koordinasyonu ve İzlenmesine Dair Karar”da yer alan “Yenilikçi Üretim, İstikrarlı Yüksek Büyüme” hedefi kapsamında, üretken alanlara yönelen yatırımlarda istikrar sağlanması ve yatırımların yüksek düzeyde tutulabilmesinin taşıdığı önem nedeniyle, yatırımların güvenilir ve kalıcı kaynaklarla finansmanı açısından önem arz eden yurtiçi tasarrufların istikrarlı ve yüksek düzeyde olmasına ihtiyaç duyulduğu belirtilmektedir.  
 Bu çerçevede, yüksek ve istikrarlı bir büyüme dinamiği sağlamak üzere, en güvenilir ve kalıcı finansman kaynağı olan yurtiçi tasarrufların artırılması, artan yurtiçi tasarrufların üretken yatırımlara yönlendirilmesi ve israfın azaltılması amaçlanmaktadır. Bu amaçla, “tüketici kredilerinde ve kredi kartlarında vade sınırlaması getirilmesi ve kredi/değer oranının taşıt kredilerine de uygulanması” tedbirinin, Kurumumuzun sorumlu kuruluş olarak hayata geçirilmesi kararlaştırılmıştır.  Bu kapsamda hazırlanan Bankaların Kredi İşlemlerine İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik Taslağı ile konut kredilerine daha önce getirilen kredi/teminat oranı uygulaması Bankaların Kredi İşlemlerine İlişkin Yönetmeliğe dercedilmiş; taşıt kredilerine değişen oranlarda kredi/teminat oranı getirilmiş, taşıt ve tüketici kredilerinde ise  genel vade sınırı getirilmiştir."

Yani BDDK diyor ki, har vurup harcamayın, tasarruf edin. Pekiyi de olmayan para nasıl tasarruf edilecek? Neticede zaten kredi kartı borcunu ve kredilerini ödemekte zorlanan insanlar gelirlerine uymayan ölçüde harcama yaptıkları için bu sorunu yaşıyorlar. 

Kafayı çalıştırmayan insanlar için devletin düzenleme yapması ve hayatını gelirine göre yaşayan insanları da etkileyecek kararlar alması ne kadar doğru, tartışmaya açık bir konu bence.

Benim jenerasyonum ve benden öncekiler yüksek enflasyonlu ortamlarda yaşadık ve bu nedenle parayı tasarruf etmektense harcamak hala cazip geliyor olabilir. Yeni jenerasyon da maalesef her yeni çıkan ürüne, vitrinde gördükleri her ciciye bugün ve hemen sahip olmak istiyor. Hal böyle olunca çoğu insan yarın yokmuşçasına harcama yapmayı seçiyor.

Tasarruf neden gerekli? Ben 3 nedenle tasarruf ederim:
1. Acil durumlarda sıkıntı çekmemek için
2. Büyük masraf gerektiren tadilat, otomobil alımı vs. gibi harcamalar için
3. Gelir getiren bir yatırım elde etmek için

BDDK'nın bu tedbirleri ayağını yorganına göre uzatmayan insanları olumlu yönde etkileyecek mi bilmiyorum. Tahminim etkilemeyeceği yönünde zira kredi kartı taksitlerinden önce de senetle alışveriş vardı. Hala da var. Bankaya borçlanamayan, esnafa borçlanabilecek. Dolayısıyla yurdum insanı borçla yaşamaya devam edebilecek. Eh atasözlerinden biri "Borç yiğidin kamçısıdır" olan bir toplumdan farklı bir yaklaşım beklemek de saflık olur.

Yukarıda bahsettiğim 3 nedenle ilgili neler yaptığımı bundan sonraki yazılarda tek tek açacağım. Bizde tasarruf deyince insanların aklına ya altın almak, ya döviz almak ya da faiz getirisi elde etmek geliyor. Büyük getiriler bekledikleri için hüsrana uğruyorlar ve tasarruf etmek cazip olmuyor. Oysa yavaş ama emin adımlar, uzun vadede mutlaka fayda sağlar. İnsanımızın bunu anlaması ne kadar zaman alacak merak ediyorum.