19 Haziran 2007 Salı

Pratik Yemek Tarifi 2

Makarnayi herkes sever. Ustelik de benim gibi annesi yillarca sadece peynirli ya da domates soslu makarna yapip, yedirmis olanlar bile sever. Halbuki insan yaraticiligini kullanirsa, makarna gibi basit bir gidadan muhtesem lezzetler elde edebilir.

Malzemeler: (1 kisilik)
1 adet patlican
1 adet domates
1 adet kabak
2 yemek kasigi Z.yagi
3-4 dis sarmisak
Varsa taze feslegen
Bir ogunde yiyip bitirebileceginiz miktarda makarna
Tuz/Karabiber

Patlicani alacali sekilde soyun, kup kup dograyin, bolca tuzlayip, suya atin. Ustune agirca birsey koyun ki acisi tuzlu suya ciksin.
Kabagi ve domatesi de kup kup dograyin.
Bir tavaya acisi cikmis ve iyice durulanip kurulanmis patlicani, biraz tuz ve iki kasik yag ile birlikte koyun, kabaklari da ilave edin ve iyice soteleyin. Malzemeler begendiginiz sekilde pismeye yuz tutunca, domatesi ilave edin. Hafif sulu sotelenmis sebzelere ufak ufak dogradiginiz sarmisak ve kiydiginiz feslegeni lave edip, altini kapatin. Makarnanizi haslayin, suzerek tavadaki karisima ilave edin. Dilediginiz olcude tuz ve karabiberle tatlandirin. Afiyet olsun. Eger makarnayi sebzeler tam pismeden haslamaya baslarsaniz, bu yemegi maksimum 20 dakikada hazirlayabilirsiniz. Parmezan veya eski kasar peyniri rendeleyerek, daha zengin bir yemek elde edebilirsiniz.

22 Temmuz yaklasirken....

Genel Secim'e ceyrek kaldi ben hala kararsizim. CHP ile MHP arasinda kararsiz kalmak nasil birsey ya... Bundan 20 yil once olsaydi. Bu iki parti arasindaki fark o kadar netti ki, ikisinin arasinda karasiz kalmak sozkonusu dahi olamazdi. Simdi ben bu CHP'ye Deniz Baykal nedeniyle gicik kapiyorum. Onun da otesinde ekonomik acidan basarili politikalar uygulayabileceklerini de dusunmuyorum. Duzgun bir ekonomik soylem yok. MHP cok kapali kutu ama en azindan teror konusunda benimle paralel olduklarini hissediyorum. Ekonomi konusunda onlarin da duzgun bir programi yok ama benim icin daha hayati olan ve aslinda temelde ekonomiyi de etkileyen husus, devletin bolunmez butunlugu, teror odaklarinin cokertilmesi. MHP zihniyetinin gecmis basarilari daha sonra olmadik islere sebep olduysa da, oncelikle milliyetci bir tutumlarinin olmasi bence iyi birsey. Butun dunyada milliyetcilik siddetlenirken, bizim asiri demokrat hale gelip, yok federasyon, yok azinliklara hosgoru falan diye tutturmamiz gayet sacma olur. Sonucta nufus kagidinda Turk yazan ve bu devletin sinirlari icinde yasayan insanlar arasinda ayrimcilik yapilmadigi muddetce, azinliklar vs diye cikintilik yapanin niyetinden suphe ederim. Mail ile en milliyetci mesajlari yollayan, bayramlarda kutlama mesaji atmayi sektirmeyen bir Ermeni arkadasim var. Ben de ona Noel mesaji atarim her zaman. Ermeni asilli olmasini, Hristiyan olmasini bir azinlik unsuru olarak gormeyen, kendini gonulden Turk vatandasi olarak konumlayan bu arkadasim bence herkese ornek olmali.

Neyse, son dakikada bir karar verecegim sanirim. Sonucta oyumu meclise girecek bir partiye vermem lazim ki, ise yarasin. CHP, MHP ve AKP meclise kesin girerler. Digerleri konusunda supheliyim. Izlemeye devam...

18 Haziran 2007 Pazartesi

Yuksek Ogrenim ve Milletimizin etiket meraki

Bugun http://ekonomiturk.blogspot.com sitesinde OSS kalkacak mi baslikli bir yazi var. Arz/Talep dengesizligi ve milletimizin etiket meraki nedeniyle ben bunu uzak bir hayal olarak goruyorum.

Biz Saray'da Peskircibasi Fesmekan Efendi'inin soyundan olmakla ovunen bir milletin temsilcileriyiz. Kisisel basarilarin degil unvanlarin meraklisiyiz. Bu nedenle "oglum/kizim okumak istemedi, cok guzel dikis dikerdi, modaci olmaya karar verdi, biz de ailecek onu destekliyoruz" diyebilecek cok fazla anne-baba cikmaz. Bazi insanlar sirf bu yuzden aileleri ile ters dusmeyi dahi goze aliyorlar. Ancak, cogunluk ataerkil toplum nedeniyle boyun egiyor.

Eh, buna politikacilarin populist bir yaklasimla degil her ile neredeyse her ilceye bir universite acma sevdasi eklenince ortalikta yeterli akademik kadrosu olmayan, minimum yatirimla kurulmus, dogru duzgun laboratuvari, kutuphanesi, dersligi olmayan bir suru absurd okuldan gecilmiyor. Bunlarin mezulari da "universiteli issizler" olarak kategorize ediliyor. OSS super bir sistem degil. Bir insanin hayati birkac saatlik performansi ile olculmemeli. Her ne kadar orta ogretim basari puani falan gibi faktorler varsa da temelde o birkac saatlik sinav belirleyici oluyor. Ama bunun alternatifini uretmek kolay degil. Talebi nasil kisacagiz? Lise mezunu insanlar hangi is kollarina tesvik edilecek?

Belgesellerde izliyoruz. Itfaiyeci ciddi mesleki egitim aliyor, standartlari belli, proseduru net bir sekilde gorevini yurutuyor, hata az yapiliyor, cok degilse de makul bir yasam surdurecek para kazaniyor ve meslegi ile hem kendisi hem ailesi gurur duyuyor. Keza polisler de oyle, saglik sektorunde destek birimlerinde calisan ambulans soforleri, hemsireler, saglik gorevlileri, arama/kurtarma calisanlari da oyle. Yaptiklari isler hem yuksek katma degerli, hem manevi acidan tatmin edici. Aldiklari paralar yeterli geliyor. Bizim memlekette orta-ust duzey gelir grubunda bir ailenin "oglumuz polis olmak istedi, onunla gurur duyuyoruz" dedigini duymak ne kadar olasi?