Sarcasm etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Sarcasm etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

22 Ekim 2009 Perşembe

Öküz Gribi, Cep Telefonu ve Dolmuş Yolculuğu

Bugün akşam saatlerinde dolmuşa bindim. Doğal olarak ayakta yolcu filan derken gereksiz samimiyette bir sürü insan tıngır mıngır yoğun trafikte yol almaya başladık. Tam tepemde duran kadın ağzını hiç kapatmadan hırıltılı bir şekilde öksürerek iğrenç tükürüklerini ve kimbilir ne tür mikrop, virüs ve bakterilerini bendenizin yeni yıkanmış saçlarına püskürtünce ister istemez çok da kibar omayan bir tavırla kendisine tepki gösterdim. Utanmadı ve özür dilemedi. Yuh diyorum! Bu memlekette domuz gribi de olur, öküz gribi de...

Önümde oturan 20 yaşlarında saçlarını simsiyah boyamış bir kız da dolmuş yolculuğu boyunca asgari 32 dk. (bir noktadan sonra saat tuttum, 32 dakika kayıtlı süredir ondan öncesini bilemeyeceğim) sevgilisine cep telefonundan cilve yaptı. Gayet rahat ve yüksek sesle konuştuğu için biz tüm yolcular aşk hayatı hakkında bilgilendik ve kızın yaklaşık 200 sözcüğü aşmayan bir repertuvarla konusmasına şahit olduk. "Laf" kelimesini söylerken "a" sesini, "kalas" sözcüğündeki gibi söylediği için ve bu sözcüğü çok fazla kullandığı için bir ara kafayı takıp kaç kere "laf" dediğini de saymaya çalıştım ama 16'dan sonra sıkılıp takip edemedim. Muhtemelen maaşının tamamını cep telefonu şirketine veriyordur. Başarılarının devamını dilerim.

Motor ile karşı yakaya geçtim ve sonra da bir dolmuş ya da otobüs yolculuğu daha yapmaya cesaret edemedim. Bendeniz tutumlu T'Pol taksiye 30 TL verdim ve arabayla gitmediğim için de bin kez pişman oldum.

Tez zamanda bir ıssız adaya yerleşmek istiyorum. Bu ne ya!

5 Nisan 2009 Pazar

Yükselme ve Daha Çok Kazanma Rehberi

Eğer ağzında gümüş kaşıkla doğanlardan değilseniz, başınızı sokacak bir yuvanızın, karnınızı doyuracak yemeğinizin olması için çalışmak zorundasınız demektir.

Tabii, her yeni çıkan elektronik oyuncağa sahip olmak, her mevsim gardrop yenilemek, müstakil evde oturmak ve her daim son model otomobiller kullanmak istiyorsanız daha da çok çalışmalısınız.

Hatta belki daha da ileri gidip ruhunuzu insafsız bir patrona satmalı, yükselmek ve daha fazla kazanmak uğruna rakiplerinizi acımasızce elimine etmek için üçkağıtçı, riyakar bir kişilik haline gelmelisiniz. Çalışkan insanları ezmeli, onların başarılı eylemlerini kendinize mal etmenin bir yolunu bulmalısınız. Çalışıyor gözükmenin en iyi yöntemlerinden biri de gerekli gereksiz uzun saatler ofiste kalmaktır. Becerebiliyorsanız, herkesten önce gelin ve kalabalıkça bir gruba mail atın ki, herkes sizin ne kadar erken ofiste olduğunuzu görsün. Sonra bir de geç vakit çıkmadan evvel mail atın. Maili attığınız grubun içinde üstünüzün, onun üstünün ve hatta mümkünse bizzat patronun olmasına dikkat edin. Böylece ertesi gün "Size dün gece 00:15'te bir mail atmıştım. Benim için önemli bir konu..." filan diye telefon açarak, ne kadar fedakar bir çalışan olduğunuzu ilgili kişilerin gözüne iyice sokabilirsiniz.

Maaş ayarlamaları öncesi hem kendiniz uzun saatler ofiste kalın hem de ekibinizi buna mecbur edin. Yapacak iş yoksa, bütçe yapsınlar, dosyaları düzenlesinler, bir şekilde meşgul gözüksünler. Lüzumsuz bir iş verip onları meşgul edemiyorsanız yuh olsun size, o zaman unutun yükselmeyi zaten!

Her fırsatta nasıl fedakarlıkla çalıştığınızdan bahsedin. Karşılığını beklediğinizi çaktırmayacak şekilde kendinizi övün. Genellikle etrafınızda bunu yutacak enayiler olacaktır. Sizinle eş konumdakilere bol bol pislik atın, yaptıklarını eleştirin ve siz olsanız onların işlerini nasıl yapardınız, ilgili ilgisiz herkese anlatın. Bu arada ailenizin ihmal edilmesi tabii ki kaçınılmaz. Eh ne yapalım? Eşinizin lüks mücevherlere sahip olması, çocuklarınızın havalı özel okullarda okuyabilmeleri ve marka giymeleri buna bağlıysa, ailece fedakarlık yapıp bu bedeli ödeyeceksiniz.

Yükselmenizin önündeki en önemli engel üstünüzdür. Sistematik bir şekilde kendisini aptal yerine düşürmesi için çalışmalısınız. Kendisine hazırladığınız ıvır zıvır detaylı raporlarda mutlaka can alıcı eksikler olmalı. Eğer akıllı ve çalışkan biri değilse ki, memlekette yükselenlerin çoğu nitelikleri ve yetenekleri ile değil, ilişkileri vasıtasıyla yükselmiştir, o detayları istemeyi akletmeyecektir. Böylece raporla ilgili toplantı esnasında kendinizi öne çıkartma ve üstünüzü budala yerine koymak için eşsiz fırsatlar yaratabilirsiniz.

Yeteri kadar sabırlı biriyseniz, bu emeklerin karşılığını mutlaka görürsünüz. Astlarınızın ya da sizinle aynı seviyede çalışanların sizi bir pislik olarak görmelerinin bir önemi yoktur. Siz yükseldiğinizde bunun hesabını nasılsa sorarsınız...