6 Mart 2009 Cuma

Kıdem Tazminatı ve Askerlik - 2

Hatırlarsanız, Sevgili Eko-Mühendis'in kardeşinin aklını karıştırmışlardı. Ben de kıdem tazminatı konusunu araştırmaya söz vermiştim.

Bugün çok deneyimli danışmanımıza konuyu açtım. Uygulamada hiçbir değişiklik yokmuş yani Eko-Mühendis'in kardeşi Sülüs Raporu'nu sunduğu takdirde kıdem tazminatını alabilirmiş. Bu konu ile ilgili kanun ve ilgili madde de şöyle:1475 no’lu iş kanununun 14. maddesi.

Bu arada ufak bir not: 1475 no'lu iş kanunu 4857 no'lu kanunun yürürlüğe girmesiyle yürürlükten kalktı ama buradaki istisna kıdem tazminatını düzenleyen yukarıdaki madde. Yani 1475 artık geçerli değil deseler dahi, 1475'in 14. maddesi hala geçerli.

Benim önerim Eko-Mühendis'in kardeşi, çalıştığı şirketin İnsan Kaynakları Bölümü'ne başvursun, olumsuz yanıt alırsa, yazılı olarak gerekçe istesin. Zira dava açtığı takdirde şirketi en yüksek ticari faiz üstünden cezalı tazminat ödemeye mahkum olur.

Tekrar hayırlı tezkereler diliyorum kendisine.

1 Mart 2009 Pazar

İnsanımızın haftasonu eğlencesi: Alışveriş!

Genelde haftalık market alışverişimi asla haftasonuna bırakmamaya çalışırım. Favori günüm Salı zira o gün "Binbir Gece" dizisi var ve hanımlar ekrana kilitlendiklerinden alışveriş için en tenha gün bu. Salı mümkün olmazsa Perşembe alışverişe çıkarım.

Bu hafta alışverişe hafta içi çıkmayı başaramadım ve maalesef Pazar günü büyük bir markete gitmek gafletinde bulundum. Hane başına herhalde ortalama 5 kişi beraber alışverişe çıkan insanlardan marketin içinde yürümeye imkan yoktu. Çocuklar ebeveynlerine ıvır zıvır aldırmak için yalvarıyor, başarılı olamazlarsa tepine tepine tepine ağlıyorlar. Mahşer günü gibi bir kalabalık! Hiçbir ailenin bu şekilde sağlıklı bir alışveriş yapması, sadece listesindekileri alması, fiyat kontrolü yapması mümkün değil. Ben bile sırf kalabalıktan kurtulmak için farklı marka ve fiyatlara bakmadan, listemdeki şeylerin ilk önüme çıkan cinslerini alıp, kaçarcasına marketten ayrıldım. Dikkatli bir alışveriş yapabilseydim eminim birkaç lira daha az öderdim. Maalesef insanlar aileleriyle kaliteli vakit geçirmeyi bilmiyorlar galiba ve haftasonu alıverişi akıllarına gelen yegane aktivite...

Ben küçükken annem bana elişi ve krepon kağıtlarıyla çeşit çeşit oyun oynatır, saatlerce kitap okurdu. Kağıt bebeklerimle birlikte oynardık. Hafta sonları annem ve babamla parkta yürüyüşe çıkardık bana ağaçların cinslerini öğretir, böcekleri tanıtırlardı. Bunları büyük bir keyifle hatırlıyorum. Takip ettiğim yabancı bloglarda da insanların çocuklarıyla benzer şekilde vakit geçirdiklerini, eşleriyle birlikte yemek hazırlayıp, film izlemeyi bir hobi olarak gördüklerini gözlemliyorum. Etrafımdaki ailelere baktığımda ise bir kopukluk var sanki.. Erkekler lüzumundan fazla çalışmak zorundalar, kadınlar çalışsalar da çalışmasalar da evin tüm yükünü omuzlamış vaziyetteler. Çocuklar haftasonu spor çalışmaları ile kurslar arasında mekik dokuyorlar. Çoğu aile birlike sofraya bile oturamıyorlar. Gerçekten çok yazık...

Eminim birlikte alışverişe çıkan bir aile hem kalabalıktan, hem gereksiz sürtüşmeden bunalmış bir şekilde eve dönüyorlar ve beraber geçirilen bu zaman hiçbirinde keyifli bir tat bırakmıyor.