17 Eylül 2008 Çarşamba

Yollar hep buzlu mu?

Sn. Orpen bir onceki yazıma bıraktığı yorumda demis ki:
"T'Pol hn.
Uyarılarınızda haklısınız ancak sorun bizim normal yürüdüğümüz yolun zaten buzlu olması.Dikkat edin ekonominin iyi olduğu zamanlarda da esnaf-memur uzatılan mikrofonlara sürekli ağlıyorlar.Siz işlerimiz iyi gidiyor diyen bir esnafı gördünüz mü?Bu durumda iki olasılık var. Ya halk yalan söylüyor ya da yolun tamamı buzlu."

Bu arada, Sn. Orpen'in fevkalade bir kalemi oldugunu soylemeliyim, tavsiye ederim, kendisini okuyunuz.

Tabii ki gercekten zor durumda ve caresiz insanlar vardir ama bizim halkimiz aglamayi sever. Yolun tamamı buzlu degil. Adam colugum cocugum ac diye aglasir, kac cocugun var deyince 5-6-8 gibi absurd bir rakam soyler, buyuk olasilikla iki evlidir. Yani aglasin hatta gebersin demek geliyor icimden, mubarek gun tovbe diyeyim onun yerine... Ya da memurdur, hem arabasi olsun, hem de yazligi olsun, hem de her sene deniz tatili yapsin ister. Ote yandan is guvencesi vardir, calissa da calismasa da maasini alir. Biz niye memur degiliz pekiyi acaba? Niye sirtimizdan ter damlayana kadar ozel sektorde, her an isini kaybetmek Demokles'in kilici gibi tepemizde asili calisiyoruz? Memur arkadaşlarım hallerinden sikayet edince ozel sektorde is olanaklarinin da ucretlerin de daha iyi oldugunu soyluyorum, hemen ama is guvencesi, saglik? diye soruyorlar. Iyi de risk almadan yaşamak var mi?

Yazlık konusuna geri döneceğim: Yazlik almayi, alma gucum oldugu halde asla dusunmem. En kiytirigi 50,000 YTL olsun, bu para bankada dursa ayda 600 kusur lira faiz getirir. Yazlik alsam, yilda 2 hafta gidip kalma sansim ya olur ya olmaz. Vergisi, bakımı, aidatı derken sahip oldugum bir mulkten cok sırtıma yük olur, enayi miyim? Ama Memur Bey'in hanımı komşulara hava atacak diye borç harç alınır bir yazlık. E, karşı komşunun arabası var, onların olmasın mı? Yani, bu konuda soyleyecegim cok sey var...

Sunu da soyleyip, birakayim, her memuru elestirmiyorum elbet, benim annem de babam da memurdu ve o donemin sartlarinda beni de kardesimi de (biz planlanmis cocuklariz, okulu biri bitirir oteki baslar diye planlanmisiz) ozel okulda okutabildiler. Entellektuel insanlardi, evimize birden fazla gazete girerdi ama meshur SEKA krizi olup da gazeteler pahalaninca, istemeye istemeye tek gazeteye dusurmuslerdi. Yani onu bile hesaplamak durumundalardi. Babamin yukselmesi, idari gorevlere gelmesi icin sehir sehir dolasmamiz gerekirdi, yapmadik. Babam biz iyi okuyalim diye teknik adam kalmayi secti, bu sayede lojmanda oturduk. O da yetenekli bir adam oldugu halde ne uzadi, ne kisaldi. Teknik eleman oldugu icin ve de Doktora yaptigi icin sıradan memurlardan biraz daha iyi kazandı o kadar.

Bizden evvelki jenerasyon fevkalade tutumluydu cunku yokluk, savas ve yoksulluk gormuslerdi. Bizler ve bizden hemen sonrakiler sanki 1950-60'li yillarin Amerikalilari gibi yasamaya kalkistik. Olmaz tabii... Mikrofonu o nesilden birine, hem de 1940-50 gibi yıllarda uzatsaydık, eminim aglamazlardi. Sukur olsun karnimiz doyuyor, tepemizde bir dam var derlerdi. Muhterisliğin sonu yok diyorum.

Tabii ekonomiyi yonetenlere de iki cift lafım var, baska bir yazıya kalsın.

5 yorum:

tersaci dedi ki...

Sevgili T'Pol,

"Bizden evvelki jenerasyon fevkalade tutumluydu cunku yokluk, savas ve yoksulluk gormuslerdi." satirlarini okuyunca yeniden aklima geldi. Bir zamanlar oldukca zengin mutfak kulturune sahipken 19.yy sonu ve 20.yy basindaki savaslar, yokluk, yoksulluk doneminde elde avucta sadece bugday kalinca, bugday ve turevlerinden kac cesit yemek uretmisiz, hic bu konuyu yazmayi dusundunuz mu? Yazsaniz yazsaniz siz yazarsiniz. (Biz erkek elimizi hamura bulastirmayalim:) )

serenn dedi ki...

tpol hn. gerçekten blogunuzu beğeniyle takip ediyorum.tabiri caizse ekmeğin aslanın ağzında olduğu bir dönemde birikim yapmak gerçekten önemli.siz birikim ve tasaruf anlamında hepimizi cesaretlendiriyorsunuz.yazılarınızn devamını ilgiyle bekliyorum.iyi çalışmalar.

Adsız dedi ki...

T'Pol Hn:
Güzel düşünceleriniz için teşekkür ediyorum.
Belki siz farkında değilsiniz ama tutumluluk konusunda ben dahil birçok kişinin ufkunu açtınız.Tutumluluk ile cimrilik arasında ince bir çizgi var. Yazılarınız ile o çizgi netleşiyor.
Bu arada ekonomitürk transferi için tebrikler.

evdeki ses dedi ki...

ekonomi ve politika yazılarınızı tamamen ekonomiturk e kaydırsanız da burda sadece tutumluluk, sosyal gvenlik gibi konular kalsa süpersonik olabilir. gerçi teklifi aldığınızda "evlenme teklifi almış gibi" yüzünüzün kızarmasından bu tavsiyemin "evlat" acısı gibi içiniz yakacağını tahmin edebiliyorum. ama geniş kitlelere ulaşmak için tek çare bu :D

T'Pol dedi ki...

Sn. Evdeki Ses, ben de oyle dusunuyordum zaten:) EkonomiTürk'te daha ciddi yazılar, bu tarafta biraz daha her telden yazılar yazarım diye düşündüm. EkonomiTürk'teki akademik seviyeyi düşürmemek için orada yazacağım yazıları araştırarak, öğrenerek yazmam lazım.