Calisanlar icin Isverenler de bir tehdit olusturuyorlar. Son yillarda enflasyonun dusmesini kendi lehine kullanan ve ucretlerin reel olarak dusmesine neden olan isverenler oldugunu biliyorum. Cogu isyerinde keyfi ucret uygulamalari var. Her gorev tanimi icin belli bir ucret bandi belirleyip, bunu kendi sektorlerinde surekli olarak izleyen isveren cok az. Performans ve prim yonetiminden cogu isveren kaciniyor. Kendi acilarindan da yanlis yapiyorlar ama konumuz bugun o degil. Biz calisanlar somurulmeden, gercekten yetkinligimizin ve calismamizin karsiligini nasil aliriz ve bunu nasil surekli kilariz ki, gelecegimiz icin yatirim yapalim?
Uzulerek soyleyebilirim ki, is gorusmesine gelen adaylarin biraz da icerisinde bulunduklari maddi guclukler nedeniyle telaffuz ettikleri ucretlerin ustune atlayan, icerideki dengeleri bozan, ayni isi farkli ucretlere yaptiran cok isveren gordum ve bunlarda calistim. Ancak yonetici pozisyonuna geldikten sonra bunlarla mucadele etme ve kendi fikrimi soyleyip savunabilme imkanina kavustum. Ne kadar fark yarattim bilemem ama benim etik cizgimin hayli farkli oldugunu soyleyebilirim.
Sosyal Guvenlik sisteminin gelecegini parlak bulmadigimi defalarca soyledim buna mukabil hala isveren primlerinin azaltilmasini onerenler var. (Ilave okuma bkz. Ekonomi Turk). Bu insanlar neyle ugrastiklarin farkinda degiller. Hepimizin gelecegi ile oynuyorlar. Liberal ekonomiye ve rekabete asla karsi degilim ama biz calisanlar da benzer sekilde davranmazsak, canimizin yanacagi kesin. Eskiler ve hatta hala bazi insanlar isyerine sadakatin, bir yerde uzun yillar calismanin erdemli bir davranis ve arzu edilen bir ozellik oldugunu soyluyorlar. Katilmiyorum. Eger isveren firsatci davraniyorsa, ben de firsatci davranirim. Kimse kusura bakmasin, sozkonusu olan benim HAYATIM. Beni mutlu eden, yetkinligimin karsiligini veren, bana yatirim yapan, kariyer firsati sunan isveren sadakatima layiktir. Bunlari yapmiyorsa kendi bilir.
Bundan yillar once ulkenin onde gelen gida ureticilerinden biri vasifsiz iscileri ise alip, 12 aylari dolmadan isten cikartmayi adet edinmisti. Hala surduruyor mu bilmem. Yine kendi sektorunde onemli bir sirketler grubunun patronicesinin Insan Kaynaklari Muduru'ne "tazminat odememe" hedefi verdigini gozlerimle gordum. Bu sirket gecici elemanlarla calisiyor ve cogu zaman pespese projeler oldugu icin elemanlar birkac yil istihdam edilebiliyor. Hanimefendi proje bitmese bile iscilerin 11. ayda isten cikartilip, sonra yeniden alinmalarini istiyordu. Soylemeye gerek yok IK Muduru de ben de bu sirketten arkamiza bakmadan 2-3 ay icinde kactik.
Iyi bir calisan isverenini suistimal etmemeli, mesai saatlerinden calmamali, isverenin sundugu imkanlardan yararlanirken hirsiz durumuna dusmemelidir(eve zimba, kagit, dosya ve hatta tuvalet kagidi, havlu kagit vs. goturmemelidir). Ayni sekilde isveren de calisani suistimal etmemeli, kanuni haklarini cignememeli, kanunsuz fazla mesai uygulamalari yapmamalidir. Kanunun izin verdigi surenin disina cikmak, calisana ait zamani calmaktir ve dupeduz hirsizliktir.
Mecburiyetten zaman zaman etik olmayan isverenlere calismak zorunda kalabiliriz. Kariyerimiz icin, faturalari odeyebilmek, cocuklarimizi doyurabilmek icin buna tahammul etmek zorunda olabiliriz. Fakat bu tur durumlardan kendimizi kurtarmaya cabalamak, uyum saglayip, kole haline gelmemek elimizde. Bazilarimiz icin bu cok zor olabilir ama denememek kendimize ve gelecegimize vuracagimiz en buyuk darbedir.
Ben nasil davrandim? ARKASI YARIN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder