Yok hayır, yıllarca bizden yapılan kesintilerden bahsetmeyeceğim. Yeni işime pek hızlı bir giriş yaptım. Her gün geç saatlere kadar çalışmak gerekiyor. Bu yıl zorlu bir yıl... Hal böyle olunca evden işe, işten eve para harcayacak yer olmuyor ve de zorunlu bir tasarruf döngüsüne giriliyor. Ancak bu durum dikkat etmem gereken yeme içme konusunu da baltalıyor. Hemen uygun alışveriş yapıp, yanımda yiyecek götürmeye başlamam gerek. İşte çıkan yemek pek iyi değil. Yakında ev yemekleri yapan bir yer var ama henüz pek arkadaşım yok. Yemeğe çıkacak durum da her zaman olmuyor. Sabah ve ikindi kahvaltılarımı ve meyvemi yanıma alabilirim. Hatta domates, salatalık veya zeytinyağlı gibi şeyler de götürülebilir. İki tane ufak çantam var. Özellikle yemek taşımak için. İçine ufak bir de buz kutusu attım mı, yiyecek hiçbirşey bozulmuyor.
Önemli olan hazırlamaya üşenmemek. İşte zor olan kısım bu...
Eski iş arkadaşlarımı (bundan önceki değil ondan önceki 2000-2006 arası çalıştığım yerdekileri) özlüyorum. Hala da kopmadık, görüşüp, haberleşiyoruz. Onlarla çok farklı bir sosyal ilşkimiz varmış meğer. Akşamları da sık sık çıkıp, yemeğe gider, uzun saatler sohbet ederdik. Belki zamanla burada da olur ama sanmam. Yapısı biraz daha farklı. İnsanlar daha mesafeli.
İşi hayatın merkezine koymamaki bir amaç değil, araç olduğunu bilmek gerek diyorum ama hayatımın bu kadar önemli bir kısmını kaplayan birşeyi de ister istemez önemsiyorum. Bilmiyorum...
1 yorum:
o değil de yukardaki kilo sayacı patlamış :D
Yorum Gönder