16 Nisan 2009 Perşembe

Okur Sorusu: Büyük Şirket mi, küçük şirket mi?

Bir okurum şöyle bir mesaj bırakmış: ".............Eğer mümkünse küçük şirket büyük şirkette çalışmak arasındaki farkı ve sizin tavsiyenizi öğrenmek istiyorum? Şu anda küçük bir şirkette çalışıyorum ve ortalama bir şirketin tüm işleriyle ilgileniyorum. Şu kriz ortamında ne kadar mümkün bilmem ama büyük şirkette bir konuda uzmanlaşsam mı diye düşünmeden edemiyorum? Merakla tavsiyelerinizi bekliyorum..."

Bence bu konu kişiliğiniz ve yaşam seçimlerinizle çok yakından ilgilidir. Küçük bir şirkette birçok iş yaparsınız. Böylece daha çok deneyim kazanırsınız ama sizin kariyer gelişiminiz de bu küçük şirketin büyüme potansiyeline bağlı olur. Küçük şirket bir patron şirketi ise, burada uzun kalınmasını fazla tavsiye etmem. Kendi deneyimlerime göre patron şirketleri kişinin gelişmesini engeller.

Zira genellikle patronlar yabancıların "old-school" dediği tarzda adamlardır. Değişmeye direnirler, fazla mesai ücreti vermeye yanaşmazlar ama sizi en az 10 saat çalıştırmak isterler, kendilerine karşı çıkılmasından hoşlanmazlar, kurumsallaşmak akıllarına bile gelmez vs. vs.

Bazen küçük şirket yabancı bir şirket de olabilir. Örneğin bir arkadaşım ufacık bir şirkette finansal konularla ilgili olarak tek başına yıllardır çalışıyor. Çok iyi ücret alıyor, sabahları 9:30-10:00 gibi işe gidip akşam da 17:00 gibi çıkıyor. İşi olduğunda eve getirip çalışıyor.

Büyük şirketler uzaktan cazip görünüyor ama içlerine girince onların da sandığınız kadar kurumsal olmadıklarını görüyorsunuz. Bir keresinde Türk Bankacılık Sektörü duayenlerinden biri ile sohbet olanağım olmuştu. O da bana Türkiye'deki tek gerçek anlamda kurumsal işyerinin İş Bankası olduğunu söylemişti. Hiçbir holdingin, hiçbir büyük bankanın yeteri kadar kurumsal olmadığını anlatmıştı.

Büyük bir şirkete girip, uzmanlaşmak isterseniz, uzmanlaşacağınız konuyu iyi seçmelisiniz. Yoksa bu uzmanlaşma size çok pahalıya mal olabilir. Körelip, gidersiniz. Şimdi gençlerin önünde istediklerinden çok daha uzun bir çalışma hayatı var. O nedenle kariyerinizi bir proje gibi ele almalısınız. Amaçlarınızı, eğitiminizi, değişen koşullarla değiştirmek zorunda olduğunuz şeyleri mantığınızı ön planda tutarak değerlendirmelisiniz. Kaynaklarınız (deneyiminiz, eğitiminiz) neler? Seçtiğiniz dalda ileride neler yapabilirsiniz? Eğitmenlik veya danışmanlığa kayabileceğiniz bir konunuz var mı? Seçtiğiniz dala 15 yıl harcamış kişiler şu anda ne yapıyorlar? Bu dalda rekabet bugün ne durumda, 15 yıl sonra ne durumda olabilir? Yaptığınız iş "outsource" edilebilir (dış kaynak kullanımı) veya "off-shore" yaptırılabilir (başka bir memlekette) bir iş midir? Uzun vadeli düşünmelisiniz.

Öte yandan büyük bir şirkette çalışmanın avantajları da vardır. Örneğin, bazen başka konularda fırsatlar çıkabilir. Proje Yönetimi konusunda birkaç yıl çalışmış biri Satış Bölümü'ne geçebilir ya da tam tersi olabilir.

Benim tavsiyem her çalıştığınız konuda maksimum deneyimi elde etmeye çalışmak, iyi bir çalışan olarak repütasyon edinmek ve uzun vadeli düşünmektir. Kriz ortamında yeni bir iş bulmak elbette eskiye kıyasla daha zor olacaktır. Öte yandan, bazen yeniden yapılanma vs. gibi nedenlerle kriz ortamlarından fırsatların çıkması da mümkündür. Gerçek bir profesyonel özgeçmişi her zaman güncel ve gönderilmeye hazır olan, ve sıklıkla iş fırsatlarını araştıran kişidir.

Fedakarca çalışmak, saçını süpürge etmek, kendini şirkete adamış olmak gibi hamaset yapanlara çok gülerim. Günü geldiğinde ne yöneticiniz, ne de patronunuz gözünüzün yaşına bakmaz. Sonuçta eğer bir manav olsaydınız, mahalleye fedakarca hizmet etmek uğruna malları bedavaya dağıtır mıydınız? Dağıtırsanız iflas edersiniz. Bir çalışan olarak sizin de sattığınız bir mal yok ama zamanınız var, hayat enerjiniz var. Sonuçta sattığınız zaman ve efor karşılığında en iyi getiriyi sağlamalısınız. Size birşey katmayan, ailenizle geçirebileceğiniz zamandan acımasızca çalan, sağlığınızı bozan bir işe katlanmamalı, kendinize alternatif yaratmaya çalışmalısınız. Eğer kansere çare aramıyorsanız ya da dünya barışı için çabalamıyorsanız yani çalışmanızın ulvi ve insanlığa katkı yapacak bir amacı yoksa, saçınızı süpürge etmenize de gerek yoktur.

1 yorum:

honeybunny dedi ki...

Size sonuna kadar katılıyorum..Anlattıklarınız radikal görünebilir (özellikle son paragrafta olanlar), ancak biliyorum ki bu gibi konular tecrübe edindikçe, belli olgunluğa geldikçe farklı biçimler almaya başlıyor.Yaş aldıkça hayatta öncelikleriniz değişiyor ve önceliğinizin iş değil aileniz, oradaki edindiğiniz arkadaşlıklar ve sağlık olduğunu anlıyorsunuz.sonuçta güzel bir iş ortamını da hangi sektörde olursa olsun orada yaşanılan insani ilişkilerin yarattığını hepimiz biliyoruz.