20 sene iş hayatının içinde şu soruyla kaç defa karşılaştım kimbilir. Bu tamamen kişilik meselesi. Ben Kurumsal'dan yanayım zira politik birisi değilim. Doğru bildiğimi "çat" diye söylemek, sözümü esirgememek bende genetik özellikler. Rahmetli babam da böyleydi, sevgili annem de böyledir. İdare-i maslahat yapamıyorsanız, hakkaniyet ve adalet tutkunuz varsa, patron şirketinde çalışmaya kalkıp, kafayı kırmayın. Daha gençken çok fevri birisiydim ve pire için değil yorgan, ev yakmışlığım vardır. İnsan gençken köşelidir biraz. Sonra köşeler biraz yuvarlanır ama temel özellikleriniz ve kırmızı çizgileriniz vardır ve olmalıdır da...
Tabii hayat her zaman insanın önüne doğru işi çıkartmayabiliyor. Belki faturaları ödemek, masaya yemek koyabilmek ya da şu an benim gibi tasarrufunu yememek için bazen kişiliğinden ödün vermemek kaydıyla statükoyu korumak gerekebilir. Bu durumda yapılacak iş, bıkmadan usanmadan çevrenizi yoklamak, güvenilir kafatası avcıları vasıtasıyla iş aramaya devam etmektir.
Neyse burada aslında karmakarışık kafamdan çıkartıp, yazılı hale getirmeye çalıştığım şey şu: Öncelikleri iyi analiz etmek gerekli. Bugün benim önceliğim 2016'ya kadar kendimi güvence altına alacak parayı biriktirmek ve daha rahat çalışabilmek. Bu hedefe ulaşmaya çabalarken mevcut tasarrufumdan para harcamamalıyım. Öfkeyle yapacağım bir hareket belki beni 1 yıl geriye götürür. O halde bunu yapmamalıyım. Pekiyi hoşuma gitmeyen ve beni kızdıran duruma bir tepki verdim mi? Evet. Bu tepki hislerimi belli edecek ölçüde güçlü, karşımdakini rencide etmeyecek kadar da ölçülüydü. Üstelik bu sefer kan beynime sıçramadı, yüzüm de kıpkırmızı olmadı. Hatta yerime döndükten sonra baktım, tansiyonum da pek fena değildi. Demek ki gerçekten belli bir ölçüde olgunlaşmışım ben. Tabii öyle birşey olabilir ki, karşımdakinin üstüne atlayabilirim. Fakat işyerinde bu ölçüde tepkimi çekecek bir vukuatın olmasını da fazla beklemiyorum doğrusu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder