14 Eylül 2010 Salı

Canınız kaç para eder?

Uçak düşüyor 36 kişi kurtuluyor, minibüs kaza yapıyor 13 kişi ölüyor. Uçakta mürettebat dahil kaç yolcu vardı? Muhtemelen 47. Minibüs'te şoför dahil kaç yolcu vardı? Bir rivayete göre 25 kişi... El İnsaf!

Bir de ustelik minibüs şoförünün son 9 ayda 39 ceza aldığı söyleniyor. 6'si tehlikeli araba kullanmaktan, 18'i fazla yolcu almaktan ve diğerleri de hatali park yapmaktan... Bu adami tımarhaneye tıkmak, ehliyetine el koymak varken, arac kullanmayı sürdürmesine izin vermek tam anlamiyla cinayet olmuş. Hava yağışlı, minibüste 25 kişi var ve adam sürat yapıyor. Hastanede yoğun bakımdaymış, ölmemiş. Ölenlerin yakınlarının nasıl öfkeli olabileceklerini tahmin edebiliyorum. Bu nasıl bir bilinçsizliktir?

Bayramda otoyol ve köprülerden geçişin ücretsiz olduğunu yazan levhaları okuyamadıkları için trafiğin kilitlenmesine neden olan sürücülerden bahsediliyordu. Adam kamyon şoförü ama okuması yazması yok! Haydi kendisi zır cahil, okuması bile yok, aklına yattı ehliyet almaya kalktı. Iyi de ehliyeti ona kim verdi? Bu adama ehliyet verenin tetikçi tutup adam öldürtenden ne farkı var?

Minibüsler fazla yolcu alıyor. Kural koyucular bu işe dur demiyor. Tamam, hepsi kabul de bizlerde hiç hata yok mu? Herkes yeteri kadar duyarlı davranıp hatalı araç kullanan toplu taşıma araçları sürücülerini uyarıyor mu? Ilgili yerlere şikayet ediyor mu? Bazılarınız şimdi diyecek ki: Şikayet etsek ne oluyor? Hiçbirşey değişmiyor... Evet bu da kabul ama şikayet edenlerin, sesini duyurmaya çalışanların sayısı çok az. Şikayetler ve tepkiler çığ gibi büyüse, herkes şikayetlerini yağdırsa elbette bir noktada yetkililer kulaklarını açıp bizi dinlemek mecburiyetinde kalacaklar.

Bugüne kadar ne zaman yolda sorunla karşılaşıp 155'i arasam, telefona çıkan memurlar her zaman çok yardımcı oldular.

Geçen sefer Ankara'dan Istanbul'a gelirken yolda beni sıkıştıran, hatta sonra da önüme geçip hızla akan otoyolun sol şeridinde fren yaparak hem beni, hem kendi aracındakileri, hem de başkalarını tehlikeye atan bir sürücüyü şikayet ettim. Telefonu açan memur son derece kibar bir şekilde benden tüm detayları aldı. Hatta bir 10 dk. sonra tekrar beni arayıp, hem tekrar geçmiş olsun dedi, hem de hatırladığım ilave bir şey olup olmadığını, beni sıkıştıran aracı tekrar görüp görmediğimi sordu. Gişelerden geçerken ekiplerin aracı durdurmuş olduklarını da gördüm. "Nasılsa düzelmez, nasılsa beni dinlemezler" demeyin.

Eğer bizler sonuç almak ve birşeyleri değiştirmek istersek, muhakkak başarabiliriz. Lütfen adam sendeci olmayalım, duyarlı vatandaşlar olarak gördüğümüz yanlışların düzeltilmesi için baskı kuralım, sesimizi yükseltelim.

12 Eylül 2010 Pazar

Sevgi Mağazası

Geçen yazımda Sevgi Dükkanı demişim ama doğrusu Sevgi Mağazası olacak.

Kullanmadığınız herşeyi buraya bağışlayabilirsiniz. Ben birkaç yıldır kullanmadığım eşyalarımı ve fazla giysileri buraya bağışlıyorum. Giysi, ayakkabı, çanta, yorgan, yastık, çarşaf hatta beyaz eşya bile verebilirsiniz. İhtiyaç sahipleri de gelip buradan ihtiyaçları olan şeyleri temin edebilirler.

Mağazanın geçtiğimiz yıllarda yeri birkaç kez değişti. Gitmeden evvel mutlaka web sitelerine bakıyorum. Aklınızda olsun.