28 Aralık 2007 Cuma

Bekarlar için Evde Yemek Yapma Kılavuzu (2)

Yalnız yaşayan insanlar genellikle yumurta kapıya sıkışınca alışveriş ederler, gereksiz miktarda ıvır zıvır alıp, bunların bozulmasına, çürümesine ya da kurtlanmasına neden olurlar. Bu nedenle öncelikle şunu söylüyorum: Çok aç ya da çok tokken alışverişe gitmeyin. Elinizde mutlaka listeniz olsun.

Başlangıç için kiler önerim şöyle:
Hepsi maksimum 1’er kiloluk olmak üzere:
Pirinç
Pilavlık Bulgur
Kuru Fasulye, Nohut veya Barbunya (hangilerini seviyorsanız ondan alın, bunlarla uğraşamam diyorsanız hazır pişmiş konserve olanlarından alın ama konserve çok da sağlıklı değil, bunu unutmayın).
Kırmızı Mercimek
Yeşil Mercimek
Birkaç çeşit sevdiğiniz tip makarna (bekarların olmazsa olmaz yemeği)
Konserve doğranmış domates (biliyorum konserve ama kışın lazım)
Ufak kutularda domates sosu (Bundan buzdolabında 5-6 tane olmalı, çabuk çorba yapmak için ve salça yerine, zira salça çok çabuk bozuluyor. İlle salça seviyorsanız ya da yakınlarınız yapıp, size veriyorsa buzdolabı poşetlerine ufak miktarlar halinde koyup, dondurun, bu sayede uzun süre saklayabilirsiniz)
Yağ (ben sağlık nedeniyle sadece zeytinyağı kullanıyorum, seçim sizin)
Birkaç kutu konserve balık. Ton balığını es geçmeyin, süper tariflerim olacak.
Un
Tuz
Toz Şeker
Nane, Kimyon (seviyorsanız), Kekik, Kırmızı Pul Biber, Kara Biber (ve sevdiğiniz diğer baharatlar)
*Baharatları ufak paketler halinde alın zira çok uzun durmaları arzu edilmez. Son kullanma tarihlerine dikkat etmek gerek.

Patates, soğan ve sarmısak çok küçük miktarlarda alınmalı. Ben bunları asla marketlerin paketlediği boyutlarda almamaya çalışıyorum. Patatesi tüketeceğim kadar, bazen sadece 1-2 tane, soğanı maksimum 6-7 tane, sarmısağı da en fazla 2 baş alıyorum ki, bazen iyi planlayamadığım için bunlar bile bozulabiliyor.

Et ve sebze ve meyveyi az miktarda ve taze almaktan yanayım. Etler çiğken buzluğa konunca, bana göre tatları bozuluyor. Buzlukta pişmiş yemek saklarım ama balık hariç çiğ birşey saklamayı sevmiyorum. Sizin bununla ilgili sorununuz yoksa, mesele yok.

Kuru malzemelerin hepsinden hoşlanmıyorsanız, sadece sevdiklerinizi alın. Örneğin ben nohutu ve barbunyayı severim ama kuru fasulye olmasa da olur.

Bir sonraki adım yemek pişirmenin püf noktaları olacak

26 Aralık 2007 Çarşamba

Bekarlar için Evde Yemek Yapma Kılavuzu (1)

Çok fazla okuyucum yok, olanlar da sanırım genç ve bekar. Eminim dışarıda yemek yemek çok pahalıya geliyordur. Birkaç dakikada gövdeye indirebileceğiniz ancak besin değeri açısından manasız bir fast food menüye vereceğiniz parayla evde en az iki öğün yemek yersiniz, üstelik de sağlıklı ve kaliteli yemiş olursunuz. Dışarıda şöyle düzgün bir yemek ise muhtemelen haftalık yiyecek bütçenize yaklaşabilir. Şaka yapmıyorum, hesap edin, görün.

Erkeklerin kız arkadaşları için yemek yapmaları kadınlara çok cazip gelen bir davranıştır. Flört hafife alınabilecek konu değil ama çok pahalıya patlayabilir. Bazı yemekleri evde hazırlayıp, sunmak hem cüzdana hem de romantizme katkı olur. Hanımların da iyi yemek yapabileni malum kültürümüzde pek makbuldür, söylemeye bile gerek yoktu ama…Bu tüyoyu da vermiş olayım. Bu durumda tutumlu ve sağlıklı menüler için bildiğim bazı şeyleri paylaşayım istedim.

Öncelikle bir mutfakta bulunması gerekenlerden bahsetmek istiyorum ama tercih sizin.

- Düdüklü tencere (Bu bizim ailemizin vazgeçilmezidir. Herkesin evinde en az bir tane bulunur. Biraz pahalı da olsa, senelerce kullanılabildiği, gazdan ve yemeği pişme süresinden önemli ölçüde tasarruf ettirebildiği için kendini kısa sürede amorte eden bir yatırımdır. Genel kanının aksine son derece güvenlidir. Temizliğini iyi yaptığınız, buhar çıkışlarını tıkayan birşey olmadığına dikkat ettiğiniz ve de 2/3’ten fazla doldurmadığınız müddetçe patlaması sözkonusu değildir. Büyük mağazaların indirimli zamanlarını kollayıp, bir tane edinmenizi şiddetle tavsiye ederim. Markalı, havalı ve pahalı olmaları gerekmiyor. Lastiksiz olanları hem daha ucuz hem de daha pratiktir. Pişme süresini önemli ölçüde kısaltan, yiyeceklerin besin değerlerini kaybetmeden pişiren, hijyenik bir gereçtir).
- 1 ya da 2 Teflon Tava (bunun mutlaka kaliteli olanını almakta fayda var. Uzun dayandıkları için verdiğiniz paraya acımayın. Tahta kaşık ve spatulalarla kullanın, ömrünü uzatın. Yemek ısıtmak için de kullanabilirsiniz. Bunun için tavanıza uygun büyüklükte kapak alın. Kapaklar ve tavalar standart boylardadır. Kapağı ucuzundan ayrıca alabilirsiniz).
- Çelik tencere (tabanı kalın olmalı, kapağının fazla buharı tahliye edebilen ufak bir deliği bulunmalı)
- Fırın (Setüstü mini fırın da olsa bir fırınınızın olması çok faydalıdır. Buna para harcamak istemiyorsanız, tanıdıklarınıza ve aile büyüklerinize söyleyin, er ya da geç mutlaka eski fırınını yenilemek isteyen ve eskisini size verecek birisi çıkar.)
- Pişirme kağıdı ve buzdolabı poşetleri
- Kapaklı, buzluğa girebilen ve tercihan fırında kullanılabilen ufak cam kaplar (bunlar fazla pişirdiğiniz yemekleri buzlukta saklamak için)
- Kaliteli ve elinizde rahat hissettiğiniz birkaç keskin bıçak. Ben soğan ve et gibi şeyleri tahtada rahat doğradığım için sapık katillerin kullandığı o kocaman bıçaklardan bir tane, sebzeler için bir delilik anımda aldığım çok pahalı bir sebze bıçağı (buna ihtiyacınız olmaz:) ve iki tane de ufak ama keskin bıçak kullanıyorum. Diğerleri fuzuli geliyor ama ucuza kaliteli bir set bulursanız alın.
- 2 adet Kesme Tahtası (Bir tane sebze ve kırmızı et için, bir tane de tavuk, hindi için. Ayrı tahtalar kullanmak ve bunların temizliğine dikkat etmek çok önemli. Beyaz etlerle zehirlenmek çok kolaydır).

Yukarıdakiler elinizin altında ise korkmayın, evde yemek yapmak hem eğlenceli, insanı dinlendiren bir aktivitedir, hem de cüzdan dostudur. Bir sonraki bölümde el altında bulundurulması gereken besinlerden söz edeceğim.

24 Aralık 2007 Pazartesi

2007 Kritiği

2007 yılı benim için ilginç başladı. 2,5 aylık bir süre için çalıştığım ve bu kısıtlı süredeki deneyimlerimin tek başına bütün bir kitap olabileceği tuhaf işyerinden ayrılıp, daha evvelden sahibini tanıdığım ve geçmişte iş yaptığım başka bir işyerine transfer oldum. Benim için ilginç, kariyerim için önemli bir adım oldu. İş hayatım açısından enteresan bir yıl oldu diyebilirim.

Tasarruflarım açısındansa çok iyi bir yıl oldu. Öncelikle bu yıl daha ciddi bir şekilde para biriktirmeye ve tutumlu davranmaya odaklandım. Bu sayede annemin ani şekilde karşısına çıkan bir fırsatı değerlendirmesine yardımcı olma şansı buldum. Ailemiz için önemli bir yatırımı yapabildik ve sonuçlarından çok memnunuz.

Kariyer hedeflerimi tekrar gözden geçirdim. Bunu tasarruf hedeflerimle bir arada değerlendirme fırsatı buldum.:
• 2013 yılı SSK’dan emekli olacağım yıl. Yani devlet bana ayda (www.alitezel.com sitesinden hesaplattığım kadarıyla) 1100 YTL ödemeye başlayacak. 26 sene çalışıp, en üst seviyeden prim ödemenin mükafatı bu.
• 1999 yılında başlattığım Hayat Sigortası’nı 15 yıla kadar uzatacağımı düşünüyorum. Bu da 2014 yılı başına tekabül ediyor.
• 2014 yılında Bireysel Emeklilik Sisteminde ödeme yapmam gereken asgari 10 yılım da dolmuş olacak.
• Eğer hesaplarımda yanılmıyorsam, toplam tasarrufum emekli olmadan evvel biriktirmeyi planladığım rakama ulaşacak ya da kötü ihtimalle %10-15 civarında eksik kalacak.
Bu veriler ışığında 2014-2015 yılları benim için artık yavaşlayabileceğim, part-time çalışabileceğim ve yapacağım işleri seçebileceğim yılların başlangıcı olabilir. Pekiyi ben o yıllarda bu şekilde çalışabilmek için kendime nasıl yatırım yapmalıyım, hangi konularda kendimi geliştirmeliyim? Muhtemelen danışmanlık yapabilir, eğitim verebilirim. İşte şimdi bu konuya odaklanmanın ve kararlar almanın zamanı.

Aklımda belli bir konu var ama bunun için akademik bir girişimde mi bulunsam, yoksa akredite organizasyonlardan sertifikalar mı alsam diye düşünüyorum. İleride üniversitelerde ders verebilme ihtimali doğsun diye belki Lisansüstü bir derece almak daha iyi bir fikir olabilir. 40 yaşından sonra Lisansüstü mü? Neden olmasın? Şu sıralar bu konuyu ciddi şekilde araştırmaya giriştim. Hayırlısı bakalım…

Sağlığım açısından bu yıl bir çeşit aydınlanma yılı oldu. Yıllardır üzerimde biriktirdiğim ve taşıdığım fazla kilolarımdan kurtulmaya karar verdim ve bu konuda somut adımlar attım. Kilolarım henüz sağlığıma zarar vermemişken bunu yapmanın getirisini ileride daha da çok hissedeceğime inanıyorum.

Ailemle ve dostlarımla ilişkilerim açısından da bu yıl iyi bir yıldı. Herkesin keyfi, neşesi ve sağlığı yerinde. Umuyorum ki daha uzun yıllar böyle olsun.

2008’in bana, sevdiklerime, bu blogun okuyucularına ve tüm iyi insanlara huzur, sağlık, hedefleri gerçekleştirme fırsatı ve şansı getirmesini ümit ediyorum.