5 Ağustos 2008 Salı

Bekarlar için Yemek Tarifleri - 1 (Eko-mühendis Özel Sayısı:)

Blogumun okuyucularından Sevgili Eko-Mühendis'in yemek yapmakla hiç ilgisi yokmuş ama yemek pişirenlere de özeniyormuş. Bu durumda basit bazı tarifler verip, kendisine bir hobi kazandırayım dedim. Belki tariflerimi dener.

Bulgur Pilavı

1 Su Bardağı Pilavlık Bulgur
1 ufak soğan
1 orta boy domates
1-2 tane arzuya göre acı ya da tatlı biber
Tuz-Karabiber
3 yemek kaşığı zeytinyağı

Bulguru ölçüp, bir süzgeçte yıkıyoruz. Bir tencerede, küp küp doğradığımız soğana, yine küp küp doğradığımız domatesi ve ufak kıydığımız biberi ilave ediyor, tuz-biber ekleyip, tüm bunları soğanlar saydamlaşana kadar orta ateşte zeytinyağı ile kavuruyoruz. Daha sonra bulguru ve de 1 bardak suyu ilave edip, karıştırıyor, kapağını kapatıp, altını iyice kısıyoruz. Pilav suyunu çekince bulgur damak zevkimize uygun pişmiş mi diye kontrol edip, biraz daha pişmesi gerekiyorsa biraz daha su ilave ediyoruz. Her bulgur farklı su çektiği için ve de kişiden kişiye damak zevki fark ettiği için azar azar su ilave derek kıvam yakalamak çok kolay. Pilav suyunu iyice çekince, kapağı kapalı olarak biraz dinlenmeye bırakıyoruz.

Bunun yanına bir cacık yaparsanız, ızgara tavukla süper gider. Tavuk göğsünü soya sosu ve biraz bal ile bir süre terbiye edip, yağsız tavada ızgara yaparsanız, çok lezzetli oluyor. İşte basit bir menü.. Afiyet olsun... Yaklaşık yarım saatte hazır olabilir.

4 Ağustos 2008 Pazartesi

Almak ya da almamak... işte bütün mesele...

Daha önceki yazılarımda çok ama çoook eski bir çamaşır makinem olduğundan söz etmiştim. Canımı sıkan şey şu: Makine çok eski olduğu için muhtemelen fazla elektrik çekiyor (muhtemelen diyorum çünkü hesaplamadım) ve de en kısa programı dahi 1 saatten fazla sürüyor. Oysa bir defa giydiğim bir bluzu 15dk yıkamak yeterli olurdu diye düşünüyorum.

Makineye para ödemedim. Annemin bana verdiği bir cihaz. Hal böyleyken, tutup makineyi A+ bir makineyle değiştirmek mi anlamlı yoksa bekleyip bu makine ölünce mi yenisini almalı? Bir türlü karar veremiyorum. Makineleri çok incelemedim ama sanırım hem enerji tasarruflu hem de kısa programı olan iyi bir makine 1,500-2,000 YTL civarında. Bu parayı tasarruf hesabımda tutmam daha mantıklı geliyor nedense...:)

Tek başına yaşadığım için esasında çamaşır makinesi kalabalık bir ailede çalışacağı kadar çok çalışmıyor. Dolayısıyle elektrik tüketimini önemsemeyebilirim öyle değil mi?

Amerikalılar bozuk değilse, tamir etme derler. Sanırım aynı televizyonumun ölümünü beklediğim gibi çamaşır makinesinin de ölmesini bekleyeceğim. Fakat bu iki cihazın da eskidiğini gözönüne alarak gelecek sene bütçemde uygun miktarda para ayırmalıyım. Gerekmezse, tasarruflara eklerim, gerekirse harcarım.

Çok detaylı bir bütçe yaptğımdan bahsetmiştim. Toplu paramı da şu kategorilere ayırıyorum:

Minimum 1 yıllık geçinme param (direkt çıktılar ve yeme içmeye yetecek kadar)
Acil Durum Fonu (Bozulduğu için yenilenmesi gerekebilecek bir cihaz ya da beklenmeyen diş doktoru vb. masraflar)
Otomobil Fonu (Bu tamamen emekliliğe yönelik, şirket aracı kullandığım için arabam yok ama emekli olurken almam gerekecek)
Emekliliğe yönelik tasarruf

Blogun tepesindeki sayaçta %27 görünen tasarruf, yukarıdakilerin tamamını içeriyor.

Şirket vakfında biriken parayı ve BES'de birikeni burada saymıyorum, onları ikramiye gibi düşünüyorum.

Bu noktaya gelmem kolay olmadı. İyi kazandığımı inkar etmiyorum ama bundan fazla kazanıp da bir ev alamamış arkadaşlarım var. Evleri yok ama sürekli yenilenen cep telefonları, Plasma ya da LCD televizyonları, benimkinden çok zengin gardropları, i-Podları vs. oyuncakları var. Tutumluluk bir dünya görüşü ve bir tarz. Ben tarzımdan memnunum. Evimi aldığımdan beri akılcı davranıyor ve de gelirimin çok altında yaşıyorum. Bunun bana verdiği özgürlük hissi hiçbirşeyle kıyaslanamaz.

Önemli olan ne kadar kazanıldığı değil, bununla uyum içinde bir yaşam sürmek. Biliyorum ki bazı insanlar ayın sonunu zor getirdiklerini neyi tasarruf edeceklerini söyleyip, bana kızacaklar. Ama, daha ucuz bir evde yaşamak mümkün olamaz mı? Bekar ve az kazanan birisi para biriktirmek için ailesiyle ya da bir ya da birkaç ev arkadaşıyla yaşayamaz mı? Cep telefonlarımız konusunda bir iyileştirme yapmak mümkün değil midir? Dikkatle bakıldığı ve istendiği takdirde tasarruf edebilecek o kadar çok yer bulabiliriz ki... Esas tasarruf ufak paralarla oluyor zaten. 3-5 YTL oradan buradan kırpmak, zaman içinde ciddi birikimlere dönüşebilir. Gençlere bakıyorum sanki arkalarından atlı kovalıyor gibi erkenden evlenmeye kalkışıyorlar. Bu da yetmezmiş gibi dört dörtlük ev döşemeye koyulup, gırtlağa kadar borca batıyorlar. Aceleniz ne? Hayat uzun... Ağırdan alın, paranızı biriktirin, maddi durum daha sağlam olduğunda evlenin. Bence evlenmek de çocuk sahibi olmak da planlanan şeyler olmalı. Kaderciliğe teslim olmamak lazım...

Akşam akşam nereden nereye geldim yine:) Bu aralar bu konulara biraz daha eğilmeye niyetim var. Arkası daha sonra...

3 Ağustos 2008 Pazar

Yazın güzellikleri...ve kış:)

Dün çok yakınımda kurulan küçük bir pazara uğradım. 15 YTL'ye 1 adet iceberg marul, bir adet akdeniz kivirciği, 1 demet maydonoz, 1 demet roka, 1 demet şahane deniz börülcesi, biraz üzüm, biraz havuç, iki kilo şahane Çanakkale domatesi alıp, geldim.

Sözümona fazla birşey almayacaktım ama taze yeşillikleri görünce dayanamadım. Eve gelir gelmez herşeyi yıkayı güzelce kuruttuktan sonra yerleştirdim. Domateslerin yarısıyla dün Martha Stewart show'da gördüğüm bir makarna sosunu denemeye karar verdim. Bu tür şeylerde ölçüye aldırmam. Çok kocaman bir soğanı, 3-4 kereviz sapını ve üç orta boy havucu, 5 iri diş sarmısağı küçük küpler halinde doğradım ve biraz tuz ve zeytinyağı ile kavururken, 1 kilo domatesi doğradım ve diğer sebzelere ekleyip, kaynattıktan sonra ocağın elektrikli gözünde en kısık ateşte 1,5 saat yavaş yavaş pişirdim. El blenderimi kullanarak pişmiş karışımı sosa dönüştürdüm. Akşam yemeğine biraz makarna pişirip sosu denedim. Tam anlamıyle mükemmel bir tadı var. Fesleğen de koymam gerekiyordu ama fesleğen olmadığı için onu es geçtim. Kalan sosu soğuduktan sonta kilitli buzluk poşetlerine doldurup, yassı paketler halinde dondurdum. 1 kişi için 6 porsiyon sos çıktı. 1'ini tükettim, bir porsiyonu Salı akşamına sakladım. Diğer dört porsiyonu da dondurmuş oldum.

Bu şekilde taze domatesten birkaç değişik sos daha yapacağım ve donduracağım. Kış akşamlarında mis gibi domates soslu makarna güzel bir yemek oluyor.

Kış için barbunya fasulye de donduracağım. Bol baharatlı "chili" de kışın insanın içini ısıtan bir yemek.