1 Ağustos 2011 Pazartesi

Sisifos'un Kaderine Mahkum Olmayın

Yunan mitolojisine özel bir merakınız yoksa Sisifos’un kim olduğunu bilemeyebilirsiniz. Sisifos açgözlü, hilekar bir kraldır. Yaptığı türlü madrabazlıkla Tanrıları öfkelendirdiği için sonsuza kadar bir kayayı bir tepenin üstüne çıkartmaya mahkum edilir. Tam tepeye çıktığı vakit, kaya tekrar aşağı yuvarlanmakta ve Sisifos da tekrar kayayı yukarı taşımaya başlamak zorunda kalmaktadır.
Bütçesine, nakit akışına ve alışveriş hastalığına hakim olamayıp da borç içinde yüzen insanları ben Sisifos’a benzetirim. Sonu olmayan beyhude bir çaba! Sürekli bir kölelik! Borcu olan bir insan asla özgür biri değildir. Hayatı keyif alarak yaşamasına imkan yoktur.
Jeff Yaeger Ultimate Road to True Riches kitabında şunu öğütler: 30 yaşındaki gelirinize ayak uydurun ve orada kalın! Yani daha sonraları daha iyi kazansanız dahi bunu sürekli yaşam tarzınıza yansıtmayın. Fazla paranızı biriktirin ve kenara koyun. Bu sayede istediğinizden daha kısa sürede emekli olabilir, yapmayı istediğiniz şeylere daha çabuk kavuşabilirsiniz. Ne kadar az para ile yaşamaya alışırsanız o ölçüde özgürleşirsiniz. Bu söylediklerim anlamsız geliyor olmalı zira ticari kuruluşlar bizleri tüketim psikolojisine alıştırmak için yıllardır sistematik bir şekilde beyin yıkama (reklam) faaliyetlerini sürdürüyorlar. Müslüm Baba’nın sesinden “İhtiyacım Var” şarkılı reklamı ben hala hatırlıyorum. Nasıl bir gaza getirme anlatamam! Herkes güzel bir eve, şık bir arabaya, tatile, yeni elbiseye, yeni ev eşyalarına ihtiyaç duyar temalı bu reklam aslında anlatmak istediğim her şeyi çok da güzel özetliyor. Başkalarına bakıp, onlarda olanı arzulamanın sonu yok ki! Benim evim var, arabam da var. Eh çok şükür her sene tatil de yapabiliyorum. Ama, teknem yok, evim bahçeli değil, arabam Mercedes değil, marka ayakkabı ve çanta alamam, özel jetim de yok, dünyayı dolaşacak kadar param da… Pekiyi bunlara ihtiyacım var mı? Tabii ki yok. Bunlara sahip olmak ister miydim? Tabii ki isterdim ama imkan yok. Eeee ne olacak o zaman? Depresyona mı girmeliyim? Hayat çok kısa. Her anını tadını çıkartarak yaşamak lazım. Bunu borç içinde yüzerken yapamazsınız. Ben imkanlarım ölçüsünde para biriktirip, yatırım yapıyorum. Yaşım 45. Bundan sonra çok iyi gelir elde edebileceğim işler bulmama imkan olmadığı gibi artık sabah dokuz akşam altı çalışmak da istemiyorum.
Yapmam gereken çok basit: Mütevazı bir hayatı tercih edeceğim, ayağımı yorganıma göre uzatacağım. Gelirimi destekleyebilecek beceriler kazanacağım ve bu şekilde yaşamaktan keyif almaya bakacağım. Sizin planlarınız nedir?

Hiç yorum yok: