26 Nisan 2009 Pazar

Paha Biçilemez

Bugün çok eski bir arkadaşımı evinde ziyarete gittim. Arkadaşım da eşi de çok eskiden çalıştığım bir firmadan eski dostlarım. Uzun süre New York'ta birlikteydik. Türkiye'ye döndükten sonra onlar evlendi, iki de kızları oldu.

Geçen sene şehrin dışında bir sitede müstakil bir eve taşınmışlardı. İkisi de bahçeye meraklılar. Hem evleri hem de bahçeleri pek güzel olmuş, güle güle otursunlar. Oturdukları sitede pek çok ev hala boş. Yaklaşık %25 oranında orada yaşayan varmış. Etrafın bu kadar tenha olması inanılmaz bir huzur veriyor insana. Bence sırf bu huzur için şehir dışında yaşamaya değer.

Birkaç saat oturup, sohbet ettik, keyif yaptık. Çok iyi geldi doğrusu. Dostlarla geçirilen zamana paha biçilemez.

Önceki yazımda beni bunaltan konular gerçekten önemli. Ben çocukken sanki insanlar daha başka türlüydü. Şimdi insanların öncelikleri çok farklı. Bitip tükenmez maddi istekler için çok çalışıyorlar, belki sevmedikleri işleri yapıyorlar ve ailelerine vakit ayıramıyorlar. Zaten çocuklar için de durum bir at yarışı şeklinde. Aileler zaman ayıramadıkları çocuklarını o dersten bu kursa götürüyorlar, dersler ve sınavlar ortak stres konusu haline geliyor. Sevgi ve ilgi eksikliği maddi şeylerle tamamlanmaya çalışılıyor. Çocuklar zıvanadan çıkıp, ufak şeylerden zevk almaz hale geliyorlar.

Her evde birden fazla televizyon var herkes kendi odasına çekiliyor, iletişim sıfırlanıyor. Aile büyüklerine ayrılan vakit azalıyor, çocuklar büyükanne ve büyükbaba sevgisinden yoksun kalıyorlar. Büyükanne ve büyükbabalarla biraraya gelindiğinde bu sefer de çocukların şımarıklığı ve tarzları onların hoşuna gitmiyor, haklı olarak eleştiriye başlıyorlar. Ebeveynler, çocuklar ve büyük ebeveynler arasındaki ilişkiler daha da geriliyor ve bir kısır döngü başlıyor.

Küçük yerlerden şehre göç edenler bir çeşit şok yaşıyorlar ve kendi değerlerini muhafaza edebilmek için şehir yaşamına aykırı davranmayı sürdürüyorlar. Bu sefer komşuluk ilişkileri kurulamıyor, hatta gerilime dönüşüyor. Çoğumuz kendimize benzeyenlerle dostluk edip, öteki olduğunu düşündüğümüz kişilere yakın davranmayı hayal bile etmiyoruz. Birçok insana kendilerini bize tanıtma fırsatı tanımıyoruz.

Sabırsız, rekabetçi, gergin, kızgın insanlarız artık.

Hiç yorum yok: