4 Şubat 2008 Pazartesi

Blog Adab-ı Muaşeret Kuralları ve Apolitik Nesil

Blogumda henüz reklamlara yer vermiyorum. Reklamların içeriğini nasıl kontrol edeceğimi bilmiyorum. Ayrıca buradan gelir elde edebileceğimi de sanmıyorum. Öyle çok bilinen ve okunan birşey değil benim bu gevezeliklerim.

Reklam olmasın diye de genellikle herhangibir ürün ya da organizasyonun ismini de anmıyorum. Tek kanallı devlet TV'si ile büyüyen bir memur çocuğu olarak her nedense "aman reklam yapmış olmayalım" sesi kulaklarımda çınlıyor.

Hakikaten blog dünyasının adab-ı muaşeret kuralları nedir? Bankam iyi faiz veriyorsa, banka adı vererek bunu zikretmemde sakınca var mı? Ya da MSG içermeyen bir hazır çorba bulduysam, bunu paylaşmam uygun mudur? Deneyip de beğendiğim ya da beğenmediğim bir üründen bahsetmem doğru mu, yanlış mı? Ya da kitaplardan söz etmek?

Birileri kalkıp beni herhangibir ürün ya da marka hakkındaki fikrimden ötürü mahkemeye verir mi? Aklımı yiyeceğim yahu! Bizimkisi hakikaten yitik bir nesil galiba. 1980 öncesi "Aman kızım, evde okunan kitaplardan ya da annenle sohbetlerimizden dışarıda söz etme", "Ev dışında politika konuşulmaz", "Sağcı mısınız, solcu musunuz diye soran olursa, ben bilmem öyle şeyleri de geç" diyen rahmetli babamın sesi hala kulaklarımda.

Fakat her nasılsa dönemin politikacılarından biriyle inceden dalga geçen bir plak var bizde. Rahmetli Öztürk Serengil'in bir 33'lüğü. Çocukken dinlemeyi çok severdim. Yıllar sonra o plağın toplatıldığını öğrendim. Bizimkiler toplatılmadan almışlar plağı da bu sayede dinleyip, gülebildik.

Hayat zor; vallahi zor!

4 yorum:

Alex dedi ki...

Bence beğendiğiniz ürünleri tavsiye etmenizde hiç sakınca yok. Hatta bir önceki yazınızda bahsettiğiniz size mil verip 2yılda bir amerika uçak bileti kazandıran kartın hangi banka kartı olduğunu merak etmiştim. Paylaşabilrseniz sevinirim. Bu arada yazılarınızı beğeni ile takip ediyorum. tşk.

Cuneyt Kazokoglu dedi ki...

Öztürk Serengil'in plagi Demirel'le dalga gecerdi. Anneannemlerde hâlâ var, bizdeki yalniz 45'likti, sahâne bir plaktir. Yanlis hatirlamiyorsam ismi de "Unuttun bizi Süleyman!" olmali.

Üsenmedim buldum, gitti gidiyor'da hâlâ satiliyor:

http://urun.gittigidiyor.com/45-LIK-OZTURK-SERENGIL-UNUTTUN-BIZI-SULEYMAN_W0QQidZZ2150317

Cüneyt

T'Pol dedi ki...

33-45:) Unutmusum ben hangisi hangisiydi... Bizdeki de duruyor hala.

Sayın Ongunser, 91'den beri kullandigim ve puanlariyla uçak bileti aldığım kart Yapı Kredi Worldcard. Tüm sigortalarım ve mümkün olan tüm ödemelerimi bu kartla yapıyor ve biriken puanları hiç harcamıyorum. İyi tarafı puanlar yeterli olmasa da, puan borclanabiliyorsunuz. Bu puanları 1 yılda tamamlamanız gerekiyor. Tamamlayamazsanız, kalan puanları paraya çevirip sizden tahsil edebiliyorlar fakat, bu durumla hiç karşılaşmadım. Zaten sadece bir kez iki bilet birden aldığım için puan borçlanmıştım. İstediğiniz hava yolunu da tercih edebilmeniz ayrı bir güzellik. Burada dikkat ettiğim tek husus; puan toplamanın cazibesine kapılmamak, sadece gerçekten ihtiyaçları almak. Asla kredi kartına borçlanmayı tavsiye etmem.

nihal dedi ki...

Doğrusu sıkı bir blog okuru olarak ve Türkçe'deki blog yazarı/deneyim paylaşım azlığından daima yakınan biri olarak deneyimleriniz önemlidir diyorum. Siz deneyimlerinizi isim vererek paylaşmalısınız ki blogunuzu okumanın bir manası olsun. Çok rahatsızlık duyuyorsanız kurumlarla bir ilişkinizin olmadığını dipnot olarak koyarsınız. Ayrıca msg içermeyen hazır bir çorba buldunuz ve bunu paylaşmıyorsunuz? Derhal kamuoyu bu konuda bilgilendirilmeli :)

not: blogu yeni keşfettim ve talan etmekteyim dip köşe ondan bu kadar eski yazıya yepyeni yorum ;)