26 Temmuz 2008 Cumartesi

Havlular, Çarşaflar, Yastıklar, Yorganlar...

Bir şekilde ev zaman içinde bir sürü havlu ile doluyor. Bir ara hoşuma giden birkaç havlu aldığımı hatırlıyorum ama diğerleri nereden geldi hiç fikrim yok. Sanıyorum bir kısmını annem getirip bırakmış olmalı. Bir de çalıştığım şirketlerin zaman zaman verdiği hediyeler var. Bu hafta sertleşmiş havluları emekliye ayırmaya karar verdim. Mutfaktakileri ve yüz havlularını ayırmalıyım. Emekliye ayrılan havlular temizlik bezi haline geliyorlar.

Çarşaflara gelince, onlarla başka türlü bir problemim var... Eskimiyorlar! Çok çok nadiren delinen ya da yırtılan bir çarşaf olabiliyor. Tutumlu birisinin bununla probleminin olmaması gerek öyle değil mi? Ancak, insan yıllarca aynı şeyleri kullanarak sıkılıyor. Geçen gün annem de aynı şeyden şikayet ediyordu. Ona çarşaflarımızı değişmeyi önerdim. Gelecek sefer anneme giderken bir set sıkıldığım çarşafı ona götüreceğim ve ondan da "yeni" bir set alacağım. İşte size tutumlu bir çözüm!

Geçen yıl çok uygun fiyatla bulduğum iki set hiç açılmamış ve kullanılmamış çarşaf takımım var. Bunları bir yere hediye olarak da götürebilirim diye düşünerek almıştım. Bir de hiç kullanılmamış pikem var. Onu da Denizli'den inanılmaz ucuza aldığımı hatırlıyorum. Yatağım sandıklı baza olmasa bu kadar ıvır zıvırı, misafir yastık, yorganlarını ve kışlıkları hiçbir yere sığdıramam.

Eski bazı yastıkların da yenilenmesi gerekiyor. Esasında yapacak çok şey var velakin benim içimden gelmesi lazım... Bu aralar sıcakla da başım dertte olduğundan neredeyse kıpırdamaya eriniyorum...

Hiç yorum yok: