Yıllar evvel işe girdiğim bir şirket eğitim almam ve bir süre çalışmam için beni ABD’ye yollamıştı. Yeni kurulan şirkette yurtdışına gönderilen dört kişiden biriydim. Diğer üç arkadaşın ikisi okuldan eski dosttu, diğeri de onları bir nebze tanıyordu. Ben hiçbirini tanımıyordum ama kısa sürede sıkı arkadaş olduk. Yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmiyordu. Zamanla ekibe başka arkadaşlar da katılıyordu ama biz ilk dört kişi birbirimize ayrı bir şekilde bağlıydık. Hatta Manhattan’da yaşamanın cazibesine kapılıp, dördümüz Battery Park City’de ev tutmayı hayal etmiştik de, güvenlik nedeniyle şirket bize izin vermemişti.
Hayatın akışı ve yıllar bizleri birbirimizden ayırdı ama ben o günlerin tadını hiç unutmadım. Bugün o dört kişilik ekipten birini kaybettiğimizin haberini aldım. En son geçen yıl doğum gününde konuşmuştuk. Rahmetlinin arama adeti yoktu ama ben onu doğum günlerinde arardım. Bu yıl da 45. yaşını kutlamak için Şubat’ta aramış ama erişememiştim.
New York sokaklarında serseri mayın gibi sabaha kadar dolaşmalarımızı, balina göreceğiz diye sabahın köründe Boston’dan okyanusa açılışımızı, dönüşte benim sürat yapmadığımı iddia etmem üzerine “T’pol hızlı gitmiyorsan nasıl oluyor da biz bütün diğer arabaları geçiyoruz?” diye benimle dalga geçişini hiç unutmuyorum. Onu her zaman yarı alaycı gülümsemesi, esprili halleri, zekası ve burada asla paylaşamayacağım bir ameliyat ve pansuman hikayesiyle hatırlayacağım. Nur içinde yatsın, mekanı cennet olsun.
Bu ölüm bana çok dokundu. Belki onunla birlikte bende çok değerli anısı olan bazı gençlik yıllarının da bir parçası öldü, belki ölümü çok yakında hissettim, bilemiyorum.
5 yorum:
başınız sağolsun.
Basiniz sagolsun.
Başınız Sağolsun..
Allah rahmet eylesin, başınız sağolsun.
Başlangıç ve bitiştir duyguları diri tutan.
Başınız sağolsun.
Yorum Gönder