Başlıktaki söz ölçüyü kaçırıp ortalığı velveleye verdiği için bir restaurant sahibinin bir müşterisine verdiği ültimatom değil. Kendi halinde efendi bir İngiliz'in geçtiğimiz haftalarda bankasından aldığı kibar mektubun taşıdığı bir mesaj.
Malum son iki haftayı İngiltere'de geçirdim. Bu arada İngiliz, İskoç, Nijeryalı, Tayland'lı, Tayvan'lı ve İtalyan insanlarla birarada bulundum. Akşamları ufak gruplar halinde takılıp yemekler yedik. Martin isimli katılımcı bu yemeklerin birinde sözkonusu hikayeyi anlattı. Çoğumuzun yaptığı gibi o da birden fazla bankanın müşterisiymiş ama son yıllarda yoğunlukla biriyle çalışır hale gelmiş. Yine de kendisine bu mesajı atan bankada hesapları ve o bankaya ait ara sıra kullandığı bir kredi kartı varmış. Derken bir gün bankasından son derece kibar yazılmış ama özetle artık kendisini müşteri olarak görmek istemediklerini ifade eden, hesaplarını ve kredi kartını kapatması için belli bir müddet veren bir mektup almış. Anlatışından yaşadığı şaşkınlık ve hayal kırıklığı net bir şekilde anlaşılıyordu. Hatta en azından telefonla görüşülmeyi hak ettiğini düşündüğünü ve kuru bir mektupla adeta bankasından atılmış olmayı gururuna yediremediğini de söyledi.
Kendimi düşünüyorum: Bankalardan kredi kullanmıyorum, kredi kartlarımı her ay düzenli olarak ve tamamen ödüyorum. Bankaların benden kazandığı tüm para hesap işletim ücreti ve EFT ile havalelerden aldığı para. Ya bir gün bu kadarcık şey için benimle çalışmayı istemezlerse? Evet hesaplarımda para var ve bu paraları da bir şekilde işletip kullanıyorlar ama ya bu paraların uğraşmaya değmeyecek miktarlar olduğuna kanaat getirirlerse? Ne yapacağız o zaman? Fazla paralarımızı bankaya yatıramadığımız için yorganlara mı dikeceğiz? Küplere doldurup bahçeye mi gömeceğiz?
Martin'in başına geleni bir müşteri gözüyle asla anlamama imkan yok. Yahu adam getirmiş parasını bankana yatırmış, daha ne yapacaktı? Yastık altında mı tutsaydı? Birçoğumuz için bankalar sadece paramızı güvenle saklayabileceğimiz mekanlar öyle değil mi?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder