Bu konuda çok yazdım çizdim ama bıkmadan devam etmeyi düşünüyorum. Sınırlı sayıda okuyucum var ama en azından onlar da etraflarındaki eşlerine dostlarına bu konuları anlatıyorlardır diye umuyorum.
Türkiye'de çok çarpık bir emeklilik sistemi var. İnsanlar çok genç emekli olabiliyorlar. Yasal bazı düzenlemelerle kademeli olarak emekli yaşı yükseltildi ama hala anlamsız uygulamalar var. Ekonomi Türk bugün bu konuya değinmiş ve Emekli Zammı ve Emeksiz Emeklilik başlıklı bir yazı yazmış. Yazının sonunda da daha evvel yazdığım bir yazıya bağlantı vermiş. (Teşekkür ederim! Ayran içtik ama ayrı düşmedik anlaşılan:)
Emeklilik konusu da adeta din konusu kadar suistimale açık ve insanları duygusal tepkilere sevk edebilecek kadar hassas. "Mezarda Emeklilik" sloganıyla milyonlarca insanımız yıllarca oy kaygısıyla açıkça kandırıldı. Bunları söyleyince sanki "emekliler ölsün" diyormuşuz gibi geliyor ama kazın ayağı öyle değil. Elbette ben de memleketimdeki emeklilerin Amerikalı, Alman, Japon emekliler gibi turistik seyahatler yapabilecek, güzel evlerde oturup, güzel arabalar kullanabilecek olmasını istiyorum. Ama bu 20-25 hatta 30 sene çalışmakla bile elde edilebilir bir durum değil. Yakın bir Amerikalı dostumun eşi 68 yaşında emekli oldu ama bu kararı çok zor aldı zira annesi geçen yıl 101. yaşını kutladı. O kadar uzun yaşarsa tasarruflarının yetip yetmeyeceği konusunda ciddi tereddütler yaşadı. Bu söylediğim insan 18 yaşından itibaren düzenli olarak çalışmış, üniversiteyi bile çalışırken okumuş birisi. Adam 50 sene çalışmış ama 30 sene daha yaşama "riski" olduğunu düşünüyor!
İleride emeklilerin sayısı arttıkça, sistem daha da fazla yara alacak ve günün birinde Allah Korusun! bazı ülkelerde olduğu gibi insanlara belki de emekli maaşı ödeyemeyecek duruma geleceğiz. O nedenle B planımız olmalı. Belki gün gelecek birkaç emekli yaşlı insan ev arkadaşlığı yapacak, ellerine geçen parayı birleştirip, varlıklarını sürdürmeye çalışacak. Zamanında çalışıp mal mülk edinmiş olanlar elde ettikleri pasif gelirle yaşamayı sürdürebilecekler. LÜTFEN ama lütfen emekli olduğunuzda elinize geçecek emekli maaşı ile kıt kanaat de olsa geçinebileceğinizi düşünmeyin. Vitrindeki olağanüstü ayakkabıları, Plasma TV'yi, Blu-Ray oynatıcısını, havalı otomobili, müstakil evi almaya kalkışmayın. Cep telefonunuzu yenilemeyiverin. Bozulmayan bir şeyi değiştirmeyin. Emeğinize ve paranıza sahip çıkın. Yaşı genç olanlar için risk çok daha büyük ama onların hala kendileri için çözüm üretecek vakitleri var. Bu konuda yazılıp çizilenleri bıkmadan usanmadan okuyun, tartışın ve kendi çözümünüzü üretmeye bakın. Kendi stratejik planınızı yapın. Hiçbir şeyi tesadüflere ve akışına bırakmayın. Ne zaman evleneceğinizi, kaç çocuk yapacağınızı, ne zaman yapacağınızı hesaplayın.
Kara bir tablo çiziyorum diye bana kızmayın ve yapmanız gerekenleri ertelemeyin. Hayat o kadar kısa ve o kadar çabuk geçiyor ki, ne olduğunuzu anlamadan 40'ı deviriveriyorsunuz. Benden söylemesi!
3 yorum:
hayat akarken,
zengin bir aile,koca atölyesine bir fazla makine almak peşinde.anne birazda hayatımızı yaşayalım derdinde.bir oğuldan sonra anne çok özlediği bir kürk giyemeden ölür.gelen cici anne kürkler içinde yaşar iken baba ölür.cici anne bir oğlu ile gerçek oğul ile malları paylaşırlar.
iki arkadaş 1970 lerde tüccarlık yaparlar.biri düzenli 2 yılda bir biriktirdiği ile arsa yada dükkan almış.diğeri bolca dünyayı gezmiş.arsa ve dükkan alan 2007 de ölür iken ki 1990 dan beri onunda gezmediği yer kalmadı.diğeri hala hayatta bağkur emeklisi ve kirada.
yine zengin bir aile baba gelen mirasla büyük kumar oynar.herşeyi kaybeder.oturdukları bina ve altındaki iyi bir yerdeki dükkan kalır.son kumarda burası da gidecek iken evin oğlu buna engel olur ve baştan babasına kızıyordu.gücü de yetmiyordu.nasılsa havadan para geliyordu.duydukları ile bir sürü senetlere imza atar.babasını kumardan uzak tutar.kendisi de yeni evlenmişti ve işe sarılır.çalışkanlığı ile babasının kumarda kaybettiklerini tek tek satın alır ve şimdi çok güzel bir hayat sürer.
çalışmak esas.hayat sana herşey sunar biz aldıklarımızla yetiniriz.
Bana çizdiğiniz kara bir tablo gibi gelmedi, bunların hepsi olabilir, ihtimal dahilinde. Hep sağlıklı olunamayacağının, genç olunamayacağının, belki çok kısa bir süre iyi para kazanma şansımız olabileceğinin farkında olmalıyız. Çok iyi bir yazıydı, çok teşekkürler.
Bir ricam olacaktı, eğer bu konuda yazdıysanız ben görmemiş olabilirim, özel sağlık sigortaları ile ilgili fikriniz nedir? Gerekli mi, değil mi? Sizin seçiminiz ne oldu ve neden o yönde oldu? Bu konuyu içeren yazınız varsa onu da okuyabilirim.
bir hadis-i şerif "ticarete atılın ve cesur olun" diyor. hiç bir dini emre uymam, buna uyuyorum. her şey planladığım gibi giderse 35-40 yaşında şimdiki gibi day job'ları bırakacağım. Kıymalı pide dükkanında öğlen saat 11'den 2'ye kadar kasada durmak çalışmaktan sayılmazsa emekli bile sayılabilirim hatta.
Yorum Gönder