Dün birkaç gazetede birden başarılı yorumcu Aşkın Nur Yengi'nin alışveriş bağımlısı olduğu, harcamalarının aile bütçesini sarsmaya başlaması üzerine de profesyonel yardım almaya başladığına dair bir haber okudum. Öncelikle bir sorunu olduğunu fark edip, yardım almaya başlaması nedeniyle kendisini kutluyorum. Bu bile ciddi bir cesaret ve kabullenme gerektirir. En zoru bir sorunumuz olduğunu kabul etmektir.
Alışverişkolizm sadece parası olan kişilere has bir durum değil. Durmadan kılık kıyafete ve teknolojik ıvız zıvıra para harcayan, kredi kartı borçları gırtlaklarına kadar ulaşmış ve Devlet tarafından kurtarılmayı bekleyen "kredi kart mağdurları" da aynı hastalıktan muzdarip kişiler. Bunu kabullenmek yerine sızlanmayı, parasının yetmediğini anlatmayı seçenlerin uzun vadede daha beter sorunlarla karşılaşma ihtimalleri oldukça yüksek.
Kimin yeteri kadar parası var ki? "Yeteri kadar para" ne kadar paradır? Üst Düzey yönetici olup, oldukça iyi ücret alanların bile maddi durumundan şikayetçi olduklarına tanık oluyorum. Sonuçta geliriniz yükseldikçe, buna paralel olarak "ihtiyacınız" olduğunu düşündüğünüz şeyler de artıyor.
Elbette insanların insanca yaşayabilecek kadar para kazanmalarını ben de isterim. Çeşitli şanssızlıklar nedeniyle yoksul olanlara toplum olarak destek olmamız gerektiğine yürekten inanırım ama, kendini zor duruma düşürenlere de çok kızıyorum. Bakamayacağı halde bir düzine çocuk yapan, ufacık maaşını süslenmeye ya da her yıl cep telefonu değiştirmeye harcayan, bütçesini aştığı halde otomobil sahibi olmaya kalkışan, temel ihtiyaçların dışında ıvır zıvır satın alarak kredi kartı borcu yapanlara acımıyorum.
Çok çalışarak, tutumlu davranarak yoksulluğu yenmiş birçok insan var. İstanbul'da kapıcılık yaparak hayatını kazanan ama çok çalışarak, akıllı ve tutumlu davranarak apartman sahibi olan insanlar bile var. Ben çocukken karşı komşumuzun çocuklarına bakıp, evini temizleyen teyzenin 3 çocuğundan ikisi üniversite bitirdi ve meslek sahibi oldu.
Eğer geliriniz harcamalarınıza yetmiyorsa, önce oturup, fişlerinizi inceleyin ve paranız nereye gidiyor ona bir bakın. Aldığınız her şey gerçekten ihtiyaç mıydı? Onlar olmadan yaşamınızı sürdürmeniz imkansız mıydı? Yanıtınız evet ise, ya ikinci bir iş bulacaksınız ya da giderleri gelirlere uydurmanın bir yolunu. Kredi kartına yüklenerek çözüm üretemezsiniz.
3 yorum:
ELLERİNE SAĞLIK T'POL
CİDDEN YAZILARINIZI ÖZLEDİM LÜTFEN FAZLA ARA VERMEYİN.
EN YAKIN ZAMANDA DİĞER YAZILARINIZI BEKLİYORUZ.
yoksulluk kader değildir.
hasta olursun.kalıcı sakatlık yaşarsın.bunların dışında.
hayatında bir taş üzerine bir taş koyamayana acınılmaz bile.
sadece görmezden gelinir.
geçen aylarda bir araştırmayı okumuştum , kredi kartı harcamalarıyla ilgili , istatistliklerde temel gıda ihtiyaçları , ulaşım ve kırtasiyeye yapılmış büyük çoğunluğu bu durumda "devletten kurtarılmayı bekleyen mağdurlar" diye değilde mağdur eden bir devletin halkı olarak ifade etsek daha mantıklı diye düşünüyorum .
Yorum Gönder