2 Haziran 2010 Çarşamba

Televizyonsuz Hayat

1991'in başında Amerika'da yaşadığım bir dönemde yeni bir eve taşınmıştım. Kiraladığım daire eşyalıydı ancak sahibi TV'sini beraberinde götürdüğü için bir TV almam gerekiyordu. Yakın bir arkadaşım 110-220 Volt çalışabilen multi-system bir televizyon almamı önerdi. Böylece Türkiye'ye dönerken onu götürebilirdim. Şimdi olsa asla bu tavsiyeye uymazdım zira, Amerikan sistemine göre çalışan bir TV'yi o dönemlerde 200 USD civarına bir paraya alabiliyorken, aldığım Sony 49 Ekran TV'ye 540 USD ödedim.

Aldığım televizyon süper çıktığından hala onu kullanıyorum. Dolayısıyle belki de bu kötü finansal fikir o kadar da kötü değildir:)

Bir süredir TV izlemenin hayatımda çok fazla zamana mal oldugunu, bazen seyredecek adam gibi bir şey ararken bir sürü vakit kaybettiğimin farkındaydım. Elimde Haziran sonuna yetiştirmem gereken bir çalışma var. Dikkat dağıtan şeylerden uzak durmaya ve konsantre olmaya gayret ediyorum. Bu nedenle radikal bir adım attım ve Digitürk üyeliğimi iki ay boyunca askıya aldım. Neden mi iki ay? Öncelikle zaten yazın seyredecek birşey olmuyor. Genellikle dizi tekrarları ile vakit dolduruyorlar. Seyrettiğim dizileri Internet'ten rahatça izleme imkanım var. Zaten yerli dizilerden sadece iki tanesini takip ediyorum ve biri bu sezon bitiyor. Hayır Aşk-ı Memnu değil, Canım Ailem'den bahsediyorum:)

Okunmak için sıra bekleyen bir sürü kitabım ve uzun zamandır planladığım birkaç çalışma var. Bunlara konsantre olmak istiyorum.

Eğer iki ay boyunca TV'ye müthiş bir hasret duymazsam, TV'siz hayatımda mutlu olursam, kendisini sonsuza kadar hayatımdan çıkartmaya niyetim var. Böylece her ay ödediğim Digitürk parasından kurtulacağım (Internet masrafım artacak)ve de 1991 model televizyonum bozulduğunda ki, artık bozulması muhtemelen an meselesi, onu yenilemek zorunda kalmayacağım. Bu da ciddi bir tasarruf kalemi. Ama bu işin esas katma değeri bana olacak. Kendimi geliştirmek için bazı çalışmalar yapıp, birçok kitap okuyacağım. Bu da elbette bana kendimi çok daha iyi hissetirecek. Bence paha biçilemez...


.

2 yorum:

buket dedi ki...

harika bir deneyim olacağından hiç şüphem yok.
merakla bekliyoruz

Adsız dedi ki...

şu minik radyo-tv'ler var ya gitti gidiyorda 20 liraya satıyorlar, onlardan bir tane bulunsun bence yine de evinizde. lazım oluyor seçimlerde filan. internetle aynı değil.