9 Şubat 2014 Pazar

Tüketiciyi engellemek ne mümkün?

Hükümet tüketimi kısmak için kredi kartları ve taksit uygulamaları ile ilgili bazı tedbirler aldı güya ama yaratıcı zihinler hemen harekete geçerek yasakları delmenin yollarını buldular.

Yıllar evvel daha kredi kartları yokken, senetle satış, ya da büyük mağazaların taksitle satış için müşterilere hesap açması gibi yöntemler revaçtaydı. Büyük mağazalar genellikle iki kefil ister, ve müşteriye bir hesap no'su verirdi. Bu kefillikler yüzünden zaman zaman arkadaşlıklar hatta akrabalık ilişkileri bile bozulurdu. Kredi kartları bu işlemleri tüketici açısından kolay, satıcı açısından da güvenli hale getirmişti ancak bazı konularda geriye dönüş kaçınılmaz gibi görünüyor.

İki kredi kartım var ve sadece bunları kullanıyorum. Her ay tüm ekstre tutarını yatırırım. Bugüne kadar bankalara bir kuruş faiz kaptırmadım. Kredi kartına taksite gelince, birkaç yüz lirayı geçmeyen alışverişler için taksit seçeneğini pek kullanmam. Bazen kart kendiliğinden bölüyor, ona müdahale edemiyorum. Kimi zaman ev elektroniği ya da beyaz eşya gibi büyük alımlarda taksit seçeneğini tercih edebiliyorum ama 12 ayı geçen taksit seçenekleri bana hep itici gelmiştir. 6-9 ay ideal bir süre. Bir de sigortaları taksitlendiriyorum zira, iki konut, iki Dask, yıllık sağlık sigortası, Kasko, Trafik derken bayağı bir yekun tutuyor.

Benim çocukluğumda insanlar oldukça tutumluydu. İnsanlar bir şeyi kaldırıp atmadan evvel bir çok şekilde değerlendirmenin yolunu arardı. Sonra 80'lerden itibaren insanlara tüketmek, çabucak sahip olmak, gırtlağa kadar borca girmek ama her istediklerine hızlıca kavuşabilmek şeklinde özetlenebilecek bir yaşam tarzı sunuldu ve hatta dayatıldı. Şimdi de acaba bu millet neden tasarruf etmiyor diye kara kara düşünülüyor. Dengesizlik böyle bir şey işte...


Hiç yorum yok: