Blogu takip edenler benim çocuğum olmadığını bilirler. Bu yüzden başlık biraz şaşırtıcı olabilir. Geçenlerde çocukları olan birkaç arkadaşımla sohbet ederken, konu çocukların cep telefonu masraflarından açıldı. Benim aklım, faturasını kendisi ödeyecek parayı kazanamayan kişilerin cep telefonu sahibi olmasını almıyor ama, şimdiki ebeveynler farklı düşünüyor olmalılar.
Yıllar önce henüz cep telefonları yeniyetmelerin ceplerine girmemişken, bizim de ev telefonu faturamızın kabarmasıyla ilgili ufak bir sorunumuz olmuştu. Kardeşim telefonu bir sohbet aracı olarak, fütursuzca kullanmaya başlamıştı. Bir gece telefondaki bir arkadaşına “Öffff ya sıkıldım, birşey söyle de konuşalım” derken yakaladım. Anlaşılan uzun uzun konuşup, konuları bitirince, bir de uzun uzun sessizlik halinde telefonu açık tutuyorlardı. Ertesi gün annemle konuştuk ve konuyu çözmeye karar verdik. Kardeşime dedik ki, “Bak X lira senin harçlığın. Y lira da bizim telefon faturasına vermeye razı olduğumuz tutar. Biz bundan sonra sana X+Y Lira vereceğiz, telefon faturasına da karışmayacağız. İster üstünü, harçlığından tamamlarsın, ister konuşmaları kısa keser aradaki farkı cebe atarsın ama telefon umurumuzda değil, ödeyemezsen ve kesilirse, kesik kalır.” Bu yöntem acayip işe yaradı. Bizimki telefon konuşmalarını kısa kesmekle kalmadı, bizim konuşmalarımıza da müdahale etmeye ve “Ben ödüyorum telefon parasını, kısa kesin!” demeye başladı:) Buradaki anahtar nokta ne olursa olsun, parasını bitirirse, bir dahaki harçlığa kadar bizden para alamayacağını bilmesiydi.
Çocuklar parayı yönetmeyi ne kadar erken öğrenirlerse o kadar iyi. Böylece paranın esiri olmaz, efendisi olurlar.
1 yorum:
incentives matter:) bayildim valla bu cozume.
Yorum Gönder