Üniversiteyi bitirdikten sonra evde oturmayı planlayan kızkardeş hikayemize devam ediyoruz. Öncelikle okurumun kızkardeşi konusunda duyarlı ve endişeli olmasını çok takdir ettiğimi belirtmem gerek. Bu duyarlı arkadaşımızın kızkardeşi de muhakkak geçici bir endişe yaşadığı için evlenmek gibi bir çözüm(süzlük) düşünmüştür.
Neyse, ülkemizde ne kadar az kadın üniversiteye gitme imkanına kavuşuyor biliyor musunuz? Google’da 10 saniyelik bir aramada karşıma şu haber çıktı: Buna göre: “.... Türkiye’de 4 kadından biri okuma yazma bilmiyor. Kadınların sadece yüzde 3.9’u üniversite mezunu.”
Popülasyonun %3,9’undan biri olma şansını yakalamış olan her kadının okul sonrası çalışması ve ekonomiye katkıda bulunması vicdani açıdan kesinlikle şart. Evde oturup, koca parası ile yaşamayı planlayan bir kadının üniversiteye giderek, başka birisinin üniversiteye gitme hakkını yemesini sindirmek benim açımdan güç. Üstelik bu kadınlar sadece çalışmakla kalmamalı, başka kız çocuklarının okuması için de destek olmalı. Ülkemizin geri gitmemesi, modern ve aydınlık bir ülke olabilmesi ancak kadınların eğitime ve iş hayatına ulaşmasıyla mümkün olabilir.
Üniversite eğitiminin önemli bir kısmı vergi verenler tarafından finanse ediliyor. Bu eğitimi tamamlayanların da çalışıp, vergi veren durumuna gelmesi ve bir anlamda topluma olan borcunun bir kısmını bu şekilde ödemesi gerekir diye düşünüyorum. Haksız mıyım?
YARIN: Bireysel Finans bakış açısı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder