24 Temmuz 2010 Cumartesi

Sıcaklarla başım dertte...

Kesinlikle yanlış memlekette doğmuşum ben. Şöyle kuzey ülkelerinden birinde filan doğsam ne güzel olurmuş. 21 derece santigradın üstü benim için dayanılmaz sıcaktır. Yazın Akdenizin ve Güney Ege'nin suyunu sevmem, çok sıcak bulurum. Mart ayında Bozcaada'da denize girmişliğim vardır.

Evimi seçerken çok dikkatli davranmış, yazın çok sıcak olmayacak bir daire olmasına özen göstermiştim. Genelde yazın evde bunalmam ama bu sene bir başka galiba. Oturduğum yerde ensemden ter aktığını hissediyorum.

Durmadan serin su, ev yapımı buzlu çay tüketiyorum, bana mısın demiyor. Günde üç serin duş alıyorum, yok yine serinleyemiyorum. Geçenlerde bir arkadaşım oturduğu sitenin havuzuna davet etti, havuz bile sıcak geldi...

Düşünün ki bu haldeki ben iki yıl İzmir'de yaşamıştım. Oturduğum eve klima taktırma imkanım yoktu. Uzaktan kumandalı ve saat ayarı yapılabilen bir fan almıştım. Gece serin duşa giriyor, havluyla kurulanmadan doğrudan bir çarşafa sarınıp, iki saate kurduğum fanın önünde uyuyordum. İki saatin sonunda uyuyamamışsam, ya da uyanırsam, kumanda ile fanı tekrar çalıştırıyordum. Bu taktiği henüz Istanbul'da uygulamadım. Zaten yaş da ilerledi belki dokunur ne bileyim ben...

Hiç yorum yok: