23 Ağustos 2007 Perşembe

Sicaklar ve ben...

Sicak'tan nefret ederim. Yanlis bir ulkede dogdugumdan eminim. 20 derece santigratin ustu benim icin cok sicaktir. Karislikli iki odanin penceresini de acip ortasinda uyumaya calisiyorum ama ne mumkun? Dun aksam vantilatoru de karsima koyup, yeni bir cereyan yarattim ve bu sayede uyumayi basardim. Sabah ise buyuk bir mutlulukla hafifce usume hissiyle uyandim. Pikeyi gece yere attigim icin onu tekrar ustume cekmek icin debelendim ve pikeye sarinip, 1 saat daha uyudum. Yasasin! Gun icinde sicaklar devam ediyor ama bir yandan da sicaklik yavasca kiriliyor galiba. Biz dogayi ne kadar isitsak da, gunes isinlari artik bize daha farkli bir acidan ulastigi icin bir miktar serinlemek kacinilmaz.

Eskiler Agustos'un yarisi yaz, yarisi kis derlermis. Keskeeee, nerdeee? En sevdigim mevsim sonbahar, sonra da kistir. Ilkbahar ile yaz arasinda bir secim yapmam gerekirse, alerjiyi, sicaga tercih ederim. O nedenle en sevmedigim mevsim yazdir ve de cok sukur bitiyor. Birkac aydir evde yemek pisiremiyorum, ocaktan yayilacak sicaktan dahi korkuyorum.

Umarim birkac hafta sonra sicaklik iyiye kirilir, yagisli bir sonbahar ve kis geciririz. Emekli oldugumda serin bir yere yerlesecegim.

Zaten memleketin gidisati da pek hos degil. Kanada'ya falan yerlesmek cok cazip olabilir. Soyle issiz, ufak bir kasabaya mesela. Hmmmm, dusuncesi bile serinletti beni.

2 yorum:

ekoturka dedi ki...

Bilmem nerede oturuyorsunuz?
Örneğin, Levent'te oturuyorsanız deniz kıyısına göre 4 derece daha düşük ısı ve rüzgar (poyraz) alır.
Yer seçimi de önemlidir.

T'Pol dedi ki...

2004'te evimi satin alirken, kuzeye bakan, genis cephesinde fazla gunes almayan bir ev olsun diye ozellikle ugrasmistim. Ise de yaradi. Isim Anadolu yakasinda, o nedenle ev de bu yakada olmak zorunda. Istanbul'da kac kisi 10 dakikada evden ise gidebiliyor? Aman nazar degmesin!:)