3 Mart 2008 Pazartesi

Sosyal Güvenlik Sistemi ve Emeklilik

Bugunku Aksam Gazetesinde Deniz Gökçe’nin Sosyal Güvenlik üzerine dünden devam etmekte olan bir yazisi var. Güzel bir yazı. Tavsiye ederim.Son günlerde birçok gazetede bu konuyla ilgili yazılar bulabilirsiniz. Kimisi hala olaya romantik taraftan bakmayı yeğliyor ve emekli olmanın zorlaştığından dem vuruyor. Oysa, devletin sosyal güvenlik sistemine güvenerek emekli olma hayali kuranlara zaten gecmiş olsun demek lazım. Ortada verebilecekleri para yok ki versinler.Yıllar önce komşumuzda bakıcı olarak çalışan 50 yaşlarında Moldovyalı bir hanım vardı. Eşinin devletten emekli olduğunu ve 15 USD olan emekli maaşını devletin ödeyemediğini, mecburen oğlunun ve kendisinin yurtdışında çalışmak zorunda kaldıklarını anlatmıştı. Bir arkadaşımın oğluna bakan yine aynı yaşlarda Ukraynalı bir hanım da üniversite mezunu emekli bir bankacıydı. Eşi de savcı emeklisi olan bu hanım ve eşi Türkiye’de çalışıp, geride bıraktıkları 3 çocuklarına para gönderiyorlardı. Bizde de ileride durum bundan farklı olmayacak diye korkuyorum.

Merak ettiğim husus şu: acaba 2020’den sonraki yıllarda emekli olacak yaştaki kişiler bu gelişmelerin bugün ne kadar farkında? Artık dedelerimiz gibi emekli olurken alacağımız ikramiye ile bir ev alıp, sonra da mutlu mesut yaşayamayacağımızı kaç kişi düşünüyor? Benim dedem emekli olduğunda aldığı ikramiyeyle, kendisine ait bir araziye müstakil ev yaptırmıştı. Babam ise emekli olduğunda aldığı ikramiyeyle ufacık bir yazlık apartman dairesi alabilmişti. Ben emekli olduğumda son işyerimde ne kadar çalıştıysam, o kadar kıdem tazminatı alabileceğim, onunla da bir otomobil almaya bile imkan olmayacak zira, hiçbir işyerinde çok uzun çalışmıyorum. İşi sevsem bile bir süre sonra ya kariyer gelişimi imkanı olmadığı için, ya keyfi, kurumsallıktan uzak uygulamalardan dolayı ya da gelirimi artırabilmek için yeni bir işe geçmek durumunda kalıyorum. Eğlenceli değil. Benim için bile...

Takip ettiğim bazı Amerikalıların blog sitelerinde, bakıyorum da 65’ten evvel emeklilik hayali kuranların tamamı agresif bir şekilde para biriktiren insanlar. Geçenlerde bir bayanın 60 yaşın emekli olmasi için çok erken olduğunu yazdığını gördüm. Bana sorarsanız 60 yaş çok erken değil ama hoşlandığım bir işim varsa ve sağlığım da müsaitse neden çalışmayayım? Benim derdim ilerleyen yaşlarda 9-6 kısırdöngüsünden kurtulmak ve 7-8 sene sonra daha esnek çalışabilmek.

Uzun süre çalışmanın maddi faydalarının ötesinde bence sağlık üzerinde de fevkalade olumlu etkileri var. Gençlerle çalışmak insanları dinamik kılıyor, algıları daha açık, ilgi alanları daha çeşitli oluyor. Bizim ülkemizde insanlar çok genç yaşlarda emekli olup, “ihtiyar” moduna geçip, hayatları bitmiş gibi davranıyorlar. Hatırlıyorum da 50’li yaşlarında babaannem ve anneannem, içinde ufacık pembe çiçekleri olan lacivert ya da kahverengi sabahlık kumaşlarına bile “genç işi” deyip, pek yüz vermezlerdi. Oysa ben 60 yaşımda da büyük ihtimalle yine penye t-shirt, blue jean ve spor ayakkabı ile dolaşıyor olacağım. İhtiyar moduna geçmeyi reddediyorum. Keyif benim değil mi? :)

4 yorum:

Cuneyt Kazokoglu dedi ki...

Güzel bir yazi olmus (pek coklari gibi).

Genel olarak samimi söyleyeyim bazen "yahu cocuk mocuk yok, tek gelir, tabii ki bu kadar iyi para biriktirilir" diye düsünmüyor da degilim ama severek takip ettigim, yüksekten atmayan, itici bir ukâlaligin falan olmadigi bir blog.

Konuyla ilgili de bir sey söyleyecektim: Yönettigim takimda bir Iranli var, adam 68 yasinda. Nereden oldugunu söylemeyeyim, asil isinde gelebilecegi en yüksek noktalardan birine geldikten sonra emekli olmus, son 2 yildir benim altimda calisiyor. Benim babam 60 yasinda. Gecen hafta böyle acaip motivasyonsuz bir animda adama sordum, nasil motive ediyorsun kendini diye. Valla calismazsam evde ne yapacagim? Acaip canim sikilir, dedi. Adamin durumu biraz da alternatifsizlik.

Olay biraz bu, Türkiye'de (yukaridaki olay Türkiye'de gecmiyor da siz Türkiye'desiniz diye dedim) insanlarin hobisi yok maalesef. Yani kitap okuma, sinemaya gitmeyi vs. hobiden saymiyorum. Is disinda neyle vakit geciriyorsunuz? Vakit gecirmek de degil, ortaya somut bir sey cikiyor mu? Ürettiginiz bir sey var mi (mesela sizin blog var)? Bunlar cok önemli ve ölene kadar calis(a)mayacagimiza göre üzerinde düsünülmesi gereken konular. Bizim ülkemizde insanlar ihtiyar moduna geciyorlar cünkü elle tutulur bir hobileri yok.

Nispeten yasli (ihtiyar degil) insanlarin bir avantaji da elbette engin tecrübeleri. Yukarida sözü gecen Iranli mesela ayakli ansiklopedi gibi bir adam, bizim sektörde bilinecek ne varsa biliyor gibi, bu tarz insanlarin bu yanlarindan faydalanmak, bu sekilde kullanmak gerek. Ben sahsen kendimi cok sansli addediyorum adamla calisabildigim icin.

Insan ömrü de uzuyor, babam iste 60yasinda haftanin 6 günü calisiyor meselâ ve ilerleyen yasina ragmen farkettigim sey, bu onu dinc tutuyor, "isleyen demir isildar" misali yani.

Kendi adima 70'inden önce birakir miyim calismayi bilmiyorum, cok güzel ve isimin yerini alabilecek bir hobim olmasina ragmen. Acikcasi böyle planlar yapilmaz, kimin de ne zaman gidecegi belli olmaz ama sahsen 100'ümden önce de ölmeyi düsünmüyorum. E 70-75 gibi calismayi biraksam, gene bir 20-25 yil kaliyor gibi, ki gani gani yeter.

Olay ne biliyor musunuz? Giden yillar gelmiyor. Ben 30 yasimdayim, bu görece genc yasima ragmen 5 yil önce yapmadigim seylerden pisman oluyorum. Önemli olan calisirken bu yaslarda yapilabilecek seyleri de yasamak, tadlari tatmak. 60 yasinda kotla gezmek iyi de, bazi seylere vücut elvermiyor.

Neyse... böyle iste.

Unknown dedi ki...

cuneyt' e katiliyorum, giden yillar geri gelmiyor.

o yuzden benim de planim, onumuzdeki 5 sene tam gaz calisip, takibeden 3 sene isi biraz relantiye almak. bu surede de istanbul'dan kacis planim uzerindeki ince ayarlari yapacagim. kisacasi 45'inde elinde purosu, uzerinde t-shirt' u olan genc bir emekli olmayi hedefliyorum.

tabi ilerleyen gunler neler getirir, ozel okullar ne kadar zam yapar:) dolayisiyla ne kadar save edebilirim bilmiyorum ama bendeki vaziyet bu.

isleyen demir isildar kabul ama her insan farkli, benimde tercihim saglikli gecirecegim son 20 yilimda fazla "islememek", kendime ve aileme vakit ayirabilmek...

blogunuz bu arada harika.

selamlar

T'Pol dedi ki...

Her iki yorumcuya da teşekkür ederim. Blogumun beğenilmesi çok hoşuma gidiyor.

Cem Bey 45 yaşında emekli olma çabanızda başarılar diliyorum ama ömür beklentiniz fazla mütevazi olmuş. Bırakın şu puroyu daha uzun ve sağlıklı bir ömrünüz olsun:) Bakın Cüneyt Bey'in hedefi 100. Benim ailemde buna yaklaşabilenler oldu.

Benim niyetim de önümüzdeki 5 yıl içinde kendimi rahat hissedeceğim parayı agresif şekilde biriktirmek ve sonrasında da daha rahat davranmak. Sağlığım yerindeyken daha bol seyahat etmek istiyorum mesela. BES 56'dan itibaren geri ödemeye başlıyor. En azından o zamana kadar çalışmayı umuyorum. Hepimize hedeflerimizi gerçekleştirmekte bol sans diliyorum.

Buyruk dedi ki...

Merhabalar, yazının üzerinden biraz zaman geçmiş sanırım ama ben sorumu iletmek istiyorum uygunsa.

İş dünyasına henüz çok yeni başlamış, belki de atılmış da diyebiliriz bir öğrenci/mühendisim. Finansal konularda çok az bilgim ve de 0'ya yakın tecrübem var. Blogunuzu elimden geldiğinde okuyarak kendimi bu yönde geliştirmeye gayret gösteriyorum.

Öncelikli olarak aklıma takılan husus ise BES. Bu konuda bir firma ismi istemek pek mantıklı olmayacak bu nedenle öncelikli olarak nelere dikkat etmemiz gerektiğini ve bizlere BES'in bilmiyorum belki de alakasız bir örnek olacak ama faizle para biriktirmeye oranla ne artısı olduğunu açıklayabilir misiniz acaba?

Bu konudaki çekincemin nedeni, insanların çeşitli konularda sorunlar yaşaması ve sonradan pişman olması. İmzalanan metin/kontratlarda anlamamın pek mümkün olmadığı maddeler yer alıyor.

Son bir ilave, sanırım bazı bankaların öğrencilere bazı çeşitli kampanyaları oluyor, başlangıçta alınan ücretten muaf tutulmak gibi. Bu durumda öğrencilik durumu devam ederken başlamanın bir +'sı olur mu?

Şimdiden teşekkürler,
buyruk