Okuyucumun sorularını yanıtlamaya çalışırken fark ettim ki, İletişim Yönetimi konusunda fazla bilgim yok. Türkiye'de bu nasıl ele alınıyor az çok birşeyler biliyorum ama yeterli değil. Ben de uzun yıllar bu sektörde çalışmış deneyimli bir İletişim Yöneticisi arkadaşımı arayıp, bu konuyu kısaca özetlemesini istedim. Kendisinin yazısını aynen kopyalıyorum:
"Kurumsal iletişim, bir kuruluşun bütün iletişim ile ilgili faaliyetlerinin “stratejik” bir bütünlük içinde, ahenkli ve sinerji yaratacak yöntem bütünlüğünde yönetilmesidir. Tabii bu ansiklopedik tanıma, biraz daha karmaşık olmaması için “kimler nezdinde bu faaliyetler yürütülmelidir?” sorusunun yanıtını eklemedim. Onu da şimdi belirteyim: sosyal paydaşlar nezdinde. Sosyal paydaşı, bir kuruluşun ilişkide bulunduğu kitleler olarak basitçe tanımlayabiliriz. Çalışanlar, iş ortakları, sermayedarlar, basın gibi. Bunların önem sırasını dikkate almak ve her kitlenin duyarlı olduğu konuları ve değerleri (values) göz önünde bulundurarak, ortak paydada iletişim stratejisini belirlemek gerekir.
Karmaşık değil mi? Yaklaşık 20 yıl gibi bir sürede bütün bu aşamaları deneyimleyen ve uygulayan biri olarak bile, yukarıdaki paragrafı yazmak “klavyeye kolay!”
Kurumsal iletişim, disiplin olarak pek çok bileşeni içerir. Kurumsal sosyal sorumluluk, kriz iletişimi, lider iletişimi, medya ilişkileri v.b. Kurumsal iletişim alanında kariyer yapmak isteyen birine en önemli tavsiyem, bütün bu bileşenlere ihtiyaç duyan bir sektörde çalışmayı tercih etmesi olabilir. Örneğin ilaç sektörü direkt tüketiciyle iletişim yapamayan bir sektör olduğu için, kurumsal iletişimin sadece belirli alanlarında deneyim kazanılabilir. Keza tütün sektörü de ilaç sektörüne benzerdir. Oysa tüketicinin dahil olduğu bir sosyal paydaşlar listesine sahip bir sektörde “iletişimci” olarak çalışmaya başlamak ve mümkünse bu sektörde uzunca bir süre kalmak değişik alanlarda çok fazla deneyim kazandırır. Örneğin GSM operatörleri, hızlı tüketim ürünleri satan şirketler iletişimin bütün bileşenlerini profesyonelce kullanırlar. Tabi sektörü belirledikten sonra, iletişimin ne kadar “stratejik” yapıldığı biraz da şirketin CEO’suna bağlıdır. İletişim vizyonu olmayan bir yöneticiye iletişimin gerekliliğini anlatmak, belki de en zor ve yıpratıcı taraflarından biridir mesleğin. Ancak ne yazık ki bunu önceden anlayabilmek pek mümkün olamıyor. Yabancı sermayeli şirketler iletişimin önemini yıllar önce kavramış ve uygulamaya almış durumdalar. Tabii bir genelleme yaparak, “bütün uluslar arası şirketler iletişimi baş tacı yaparlar.”
demek doğru olmaz. Nice Türk şirketleri biliyorum ki, iletişim iş hedeflerinin tam ortasında durur, nicelerinde ise bir departman olarak bile varolma şansı yakalayamamıştır.
Özetle, iletişim disiplinine itibar eden sektörlerde kariyerinize başlamak ilk dikkat edilecek nokta. Hemen arkasından, “yaptıkları, yapacaklarının garantisidir.” felsefesine göre geçmişte iletişim alanında neler yaptıklarını incelemek ve bu konuya ne kadar önem veren bir şirket olduklarını anlamaya çalışmak gerekir diye düşünüyorum.
Era Research araştırma şirketinin 2008 yılına ait araştırma sonuçlarına bakmanızı öneririm. Kurumsal iletişimin nasıl algılandığı ve neler beklendiğine dair önemli ipuçları bulabilirsiniz.
Başarılar dilerim."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder