1 Haziran 2009 Pazartesi

Kariyer yolunda bir okuyucunun soruları - 3

(Bu yazıyla Pazartesi, Salı ve Çarşamba'nın yazılarını bugünden yayınlamış oluyorum. Perşembe'ye kadar bana müsaade.)

Okurum öncelikle Felsefe Bölümü mezunu olacak olmasının dezavantaj olma ihtimali konusunda gerçekçi düşünüyor ama bana kalırsa yaptığı stajlar ve part-time çalışmalar onun kişiliği hakkında önemli, olumlu ipuçları veriyor. Özgeçmişinde bunları öne çıkartmasında ve mülakatlarda bunlara vurgu yapmasında fayda var. Mülakatlar yapıp, işe çalışan almış bir yönetici olarak, bunlar benim dikkatimi çeker ve takdirimi kazanırdı. Lisans eğitimi bence insana disiplin kazandırması açısından önemli. Felsefe ağır bir bölüm. Biliyorum zira kardeşim de felsefe mezunudur ve onun ödevlerini hep temize çekmişimdir. Kardeşim bankacı oldu. Bu konuda eğitim aldı, yüksek lisans da yaptı. Onu işe alanlar bankacılıkta felsefecinin ne işi var demediler, şimdi pişman mıdırlar bilemem:)

Okurumun ilgisini çeken ve çalışabileceğini düşündüğü alanlara ilave olarak kardeşim Turizm ve Eğitim sektörlerinin de uygun olabileceğini söyledi. En önemli konu ise iki dili çok iyi bilmesi. Bu, uluslararası firmalarda çalışma ihtimalini kuvvetlendiren bir unsur.

Öğretmenlik yapmayı düşünmese bile hazır okuldayken pedagojik formasyonunu tamamlayıp, kenara koymasında bence fayda var. Hayatın ne getireceği belli olmuyor.

Beni esas düşündüren 2. paragrafta söyledikleri. Bence öncelikle çalışma hayatına atılması daha anlamlı. 27 yaş iş hayatına yeni başlıyor olmak için geç. 22 yaşında mezun olan biri, o daha en alt seviyeden işe başlarken 5 yıl tecrübe edinmiş olacak. Ayrıca hanımların evlenme ve çocuk edinme durumları da düşünülürse, işverenler 27 yaşındaki bir kişiye çok sıcak bakmayabilirler. Hem zaten belki ilk tercih ettiği konu kendisini memnun etmeyebilir ve alan değiştirmek isteyebilir. Bu nedenle o konuda yüksek lisansa başlamadan evvel, seçtiği alanı tanıma fırsatı olur. Şimdi çalışanlar için düşünülmüş ve planlanmış birçok yüksek lisans programı var.

Okurumuz istediği alanda bir iş bulup, bulduğu işten memnun olduğu takdirde bununla ilgili yüksek lisans programlarına bakabilir ve kendini iş yerinde benimsetirse, yüksek lisansını yaparken zorluk yaşamaz (sınavlara çalışmak için ekstra izin, ödev ya da tez konusunda şirkette proje yapmak vs. gibi).

MBA de eğer çok ideal edindiği birşeyse, yine çalışırken yapabileceği bir program.

Her zamanki gibi, iş hayatına atılır atılmaz, ücretinin % 5-10 arasını tasarruf etmeye ayırmasını öneriyorum. İlk etapta 3 aylık geçimini sağlayacak parayı kenara koyması en temel tavsiyem.

Okurum belli ki hevesli ve hırslı birisi. Bu özelliklerini olumlu şekilde kullanarak iş hayatında fevkalade başarılı olabilir ve hedeflerine ulaşabilir. Kendisine başarılar diliyorum.

Hiç yorum yok: